Paralel Yapı ile mücadele kolay yürümüyor.

Devletin her kurumunda en üstten en alta kadar yerleşmiş olan Paralel Yapı mensupları, bu zamanlarda sıkıntılı günler yaşıyor gibi görünseler de,yapılan operasyonlardaen fazla öne çıkmış olan isimler takibe uğruyor.

Geri kalanlar bir yolunu bulup izlerini kaybettirmeyi başarıyorlar.

İlginçtir, bazı öne çıkan isimlere her nedense bir türlü müdahale edilmiyor, ya da edilemiyor.

Bunun iki sebebi var;

Birincisi, geçmişten bu güne gelen ticari, sosyal veya akrabalık ilişkilerinden dolayı, bazı siyasetçiler, bazı Paralel Yapı mensuplarını koruma altına alıyor.

İkincisi ise, Paralel Yapı mensupları tehlikeyi sezer sezmez, hükümete yakın yapılara, sivil toplum kuruluşlarına, sendikalara sızarak, suret ve kimlik değiştiriyorlar. Burada yani Samsun’da bu iki durum içinde olan isimler ve örnekler mevcut.

Bir başkabüyüyerek gelişmekte olan tehlikeye gelince;

Paralel Yapı ile mücadele ederken, başka başkaparalel yapıların devlete sızma girişimleri dikkatlerden kaçıyor.

Hükümetin sivil toplum kuruluşlarına gösterdiği yakınlığı suiistimal edebilen bazı STK’lar var.

Beyefendi’ye ya da AK Parti’ye yakın, Başbakan’ın danışmanı, Milli Görüş tabanlıdiye muteber kabul edilen sivil toplum kuruluşları, yaptıkları iyi niyetli ve başarılı çalışmaların yanında, bürokraside ve yönetimdeyeni vesayetler oluşturacak tehlikeli adımlar atıyorlar.

Atamalarda, ihalelerde aktif rol alıyor, etkili olabildikleri bakanlıklarda söz sahibi oluyor, bakanlığın taşra müdürlüklerini kendi kadrolarıyla yeniden yapılandırmak için mücadele ediyorlar.

Bu STK’lardan bir tanesinin genel Başkanı, Başbakan Başdanışmanı olarak, Samsun’da bir konuşma yaptı. Konuşmasının konusu ‘Yeni Türkiye Yolunda Sivil Toplum’

STK başkanı olmasına rağmen program afişlerine bu vasfı yazılmamıştı.

Yani bir Sivil Toplum Derneği Genel Başkanı, bize Başbakan Başdanışmanı olarak Sivil Toplumu anlattı.

Şunları söyledi;

“Sivil Toplum Kuruluşları Devletten beslenmeyecek. Devlete sızmaya çalışmayacak. Devletten beslenmek sivillik değildir”

Böyle dedi ama kendisi Başbakan Başdanışmanlığı vazifesine başlarken dernek genel başkanlığını bırakmamıştı.

Hani sivil toplum kuruluşları devlete sızmayacaklardı!

Anlatabiliyor muyum; esasta doğru olan söylediklerini, usulen kendisinin de uygulaması gerekiyordu ama yapmamıştı.

Söyledikleri de doğru; STK mensupları devletten beslenmeyecek, devlete sızmaya çalışmayacak, devleti yönetmeye heves etmeyecek, ihale peşinde koşmayacak, atamalarda kendi adamlarına makam ve mevki dağıtmayacak.

Ya ne yapacak; millete hizmet edecek; yurt, Kur’an kursu veyahut okul yaptıracak, burs verecek, ihtisaslaşacak ve ihtisas alanlarındaki meselelerin hallinde, çözüm önerileri getirecek, tespitler, araştırmalar yaparak ilgili makamlara bunları raporlar halinde takdim edecek.

Özellikle eğitim camiasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nda, il müdürleri atayan, il müdürlerini görevden alan, Paralel Yapı’dan boşalan yardımcı kaynak kitapları, testleri ve deneme sınavları gibisahaları Bakanlık onaylamamasına rağmen doldurmaya çalışan yeni paralel yapılara dikkat!