Muhabir PKK militanına soruyor;
“Neden sivil elbiselerle savaşıyorsunuz?”
Cevaba bakın;
“Çünkü Türk Askeri sivillere ateş etmiyor”
Aslında bütün dünyanın bildiği, sivillerin ardına saklanarak savaşan hain düşmanın kendisinin de kabul ettiği bir gerçektir bu…
Evvel zamanlarda yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış.
Bugün yalancıların mumları hiç sönmüyor.
Yalan ateşini körükleyenler ateşin sürekli harlı kalabilmesi ve büyütüp büyütüp dağları taşları yakabilmesi için çeşitli sosyal medya alanlarında, çeşitli kurmaca hesaplarla yedi yirmidört iş başındalar.
Sosyal medya yalanlarının, sosyal felaketleri, terör eylemleri veyahut önemli ve kritik siyasi kararlar sıralarında yani toplumun sinirlerinin gergin olduğu zamanlarda ayyuka çıktığına dikkat edin.
Sosyal medyadan namluya mermi sürer gibi dolaşıma sokulan yalanlarla toplumun sinir uçlarının tahrik edilerek bir infial patlaması, bir bomba etkisi ortaya çıkarmak istiyorlar.
İnsanları korku ve paniğe sürükleyerek, bir terör eyleminin yapamadığından daha fazlasını yapabilmeyi hedefliyorlar.
Milleti sürekli galeyanda tutmak için kullanmadıkları malzeme, başvurmayacakları yöntem yok gibidir.
Çünkü en başta ahlakları yoktur; hedefleri için her yol mubahtır.
Hiçbir ölçü, kıstas tanımazlar.
Yalanlarını azdırmak için bir çocuğu, bebeği rahatlıkla kullanabilirler.
Her kutsalı tahrif eder, her dini ya da din adamının yalanının bir parçası haline getirebilirler.
Filmlerdeki görüntüleri, başka bir yerde başka bir şekilde çekilmiş eski resimleri, müspet bir konuşmayı orasını burasını kesip montajlayarak bir felaket sahnesi olarak kullanabilirler.
Bir trafik kazasını sivillere yapılmış bir saldırı,
Deprem sonrası çekilmiş enkaz fotoğrafını Türk uçaklarından atılan bomba,
Gösteri uçuşu sırasında düşen havada çarpışan uçakları TSK’ya ait uçakların düşürülme anı,
Daha çok var; yanmış tanklar, esir alınmış askerler, parçalanmış cesetler…
Dünya genelindeki savaşlardan, tarihteki katliam fotoğraflarına farklı farklı görüntüler…
Masum bir şeyden nasıl bir canavar yapılır çok iyi bilirler.
İşlerinin uzmanıdırlar…
Bu paralı askerlerin bilgisayar başında, internet ortamında tertip ettikleri bu yalanlarının en önemli, en birinci hedefi devlete olan güveni zaafa uğratmak, milletin birlik ve beraberliğini bozmaktır.
‘Bir fitne sokabilirsek, bunu büyütür büyütür bir büyük felaket haline getirebiliriz’ diye düşünerek bunun için gayret sarf ederler.
İşte bugün Barış Pınarı Harekâtı’nı da bu şekilde ve bu hedefleri doğrultusunda karalıyorlar.
Karalama kampanyalarını terör örgütlerinin sivil görünümlü kullanıcı hesapları başlatıyor, bazı gafillerin algı zincirine dâhil olmalarıyla yalanlar büyüdükçe büyüyor.
Ne kadar büyütülürse büyütülsün, adı üstünde bunlar birer yalan.
Bir yerden mutlaka çözülecek ve o büyük yalanlar büyük bir gümbürtüyle çökecektir.
Çöküşleri de büyümeleri gibi kısa zamanda olacaktır.
Saman alevi gibi…