Hapishanede tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Fox TV’nin kendisine yönelttiği sorulara yazılı cevaplar verdi. Hendeklerle ilgili soruya verdiği cevapta aynen şunları söyledi:
“Ne ben, ne HDP hendekleri, barikatları kazmadık, desteklemedik. İlk ortaya çıktığı andan itibaren sürekli diyalog ve ikna yöntemlerini kullanarak sonlanması için yoğun çaba sarf ettik.”
İhalesi küresel çete, talimatı PKK, organizasyonu KCK, icraatı YDG-H tarafından yapılan hendeklerin başındaki kandırılmış gençlerin savunulması ve kör şiddete destek çağrısı görevi ise HDP’ye verilmişti.
Çözüm sürecinin devam ettiği, HDP’nin TBMM’de 80 milletvekili ile temsil edildiği kısacası siyasetin önünün sonuna kadar açık olduğu, şiddete başvurmanın hiçbir haklı gerekçenin olmadığı süreçte bakın HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hendekleri nasıl savunmuş ve destek istemiş: “Çok yoğun saldırılar, bombardımanlar var ama direniş de çok görkemli ve anlamlı. Ortada devletin elindeki büyük gücü ve imkanlarıyla yürüttüğü savaşa karşı muazzam bir halk direnişi de var. Bu halk direnişine herkes sahip çıkmalı. Direnişin saldırıdan daha görkemli olduğu unutulmamalı. HDP Kürt halkının özyönetim ve özerklik hakkını sahipleniyor. Bu talep partimizin programında da yer alıyor. Partimiz, Kürt halkının direnişinin yanındadır.”
Demirtaş bir başka konuşmasında ise “Kusura bakmasınlar, gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin onu yapsınlar. Hiçbir şey yapamıyorsanız dua edin. 5 vakit namaz kılın” sözleriyle hendekleri savunmayı neredeyse dini bir vecibe noktasına getirmişti.
Demirtaş’ın bu çağrılarına kulak vererek hendeklerin başına koşan binlerce kandırılmış Kürt genci yüzlerce masum Kürt’ün canı ve evinin yanmasına, 532 polis ve askerin de şehadetine sebep olmuş, nihayetinde çoğu da o çukurlara gömülmüştü.
“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.” Demirtaş galiba insanın bu zafiyetine güvenerek yaşanmış bunca acıdaki rolünün unutulacağını ve sadece elinde sazıyla barış türküleri söyletilerek cilalandığı günlerle hatırlanacağını zannediyor.
Tutuklu bulunduğu hücreden paylaştığı tweetlerde sık sık haksız yere hapishanede tutulduğundan, mağduriyetinden dem vuran Demirtaş, kendisini PKK şiddetinin savunucusu olarak suçlayanların ise “müfteri” olduğunu öne sürüyor. Oysa hendek günlerinde ne söylediği, hangi çağrılarda bulunduğu herkesçe bilinen Demirtaş’ın şiddet savunusu ve çağrısı yaptığı binlerce cana mal olan yukarıdaki sözleri tek başına ömür boyu demir parmaklıklar arkasında tutulmasına yetmeli.
Hal böyleyken Temel Karamollaoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Meral Akşener gibi siyasiler utanmadan Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istiyorlar. Demirtaş kendisini mağdur hissetmesin de kim hissetsin?