Yalaka malaka deyip geçmeyin. Onunda bir raconu ve kalitesi vardır.

Nasıl öfkenin bir asaleti olmalıysa,

Yalakalığında kalitelisi makbuldür.

Ülke zengininin bir türlü burjuvalaşamadığı gibi,

Siyaset ve medyanın yalakaları da, bir kalite tutturamadılar ne yazık ki.

Kalite yalaka nasıl olunur sorusunun belli bir kavramsal cevabı yok.

Ama üslup üzerinden birkaç örnekleme yapılabilir.

Daha sofistike yağcılık mümkün.

Göze batmadan,

Çantacı olmadan,

İyice küçülmeden

yağcılık olabilir.

Bu davranış ve eylem biçimini son derece akılcı, estetik yapan yalaka karakterler var piyasada.

Mesela siyasette.

Alt kademelerden başlar, kısa sürede üst kademeye çıkar.

En nihayetinde vizyonu yoksa ya da zayıfsa en fazla milletvekili olabilir.

Olamazsa başlar fitneye fesada.

Neyse.

Girer parlamentoya.

Yalakalığa yine tam gaz devam.

Yalnız bu tipler için en belirgin özellik, en zor zamanlarda belirir.

İşler kötüye gittiğinde,

yahut çıkarları ters düştüğünde.

Gemi batacakmış dedikoduları dolaşırken fareler bile emin olmak için beklediği bir dönemde salıveri kendini denize. Halk arasında intihar dedğimiz bu denize atlamayı da lafını sakınmayan cesur adam olarak tevil eder. Halbu ki altı üstü panikle gelen bir intihardır.

Zira, zerre dava adamlığı yoktur bünyelerinde.

Öyle görünmekte maharetlidirler ama.

Medyada da az da olsa var böyle elit yalakalar.

Mahallenin kaymağını yerler

sonra eski mahallerine adap öğretirler.

İşler sarpa sardığında “Bende çok söyledim, eleştirdim ama” deyip karşı mahalleye göz kırparlar.

Nişantaşı’nda ördekli gyozalar,

Etiler’de lezzetli çorbalar,

İstinye parkta şık takımlar, falanlar filanlar

Acayip feşmi feş mekanlar!

Ve hep kazanır kaliteli yalaklar.

Yani yalakalığın hası,

elit yalaka olmakta yatar.

Bunlardır insanı, davayı, amacı mahvedenler.

İçten içe tüketenler.

Günü kurtarma,

Şartlardan çıkar devşirme olduğu için dert,

Geleceği görememe sonra dan başka başka bir dert.

Fazla güven olmaz bu tip yalakalara.

Yarın satışları fazla fazladır maazallah!

İki insan bir araya geldiğinde efendi_ köle ilişkisi başlar derya Brecht.

Bu Marksist metazori de, modern, elit köle bunlardır işte.

Parasına göre en ala, en yalaka köle.

Musluklar kesildiğinde haydi güle güle.

Bunlar fazlaysa içinde,

İşin bayağı zor demektir senin içinde.

Yalakaysan şayet eğer.

Böyle olacaksın ki namın yürüye.

Kaliteli ol ki,

Taklitlerin seni unuttursun.