15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’nün 1971’den bu yana TSK, yargı, emniyet ve sızdığı diğer devlet kurumlarında temizlik harekatı devam ediyor, etmeli de… Son teröristlerine kadar değil, son tüylerine kadar. Haber programlarında FETÖ mağduru ulusalcı paşalar, Atatürkçü entellektüeller boy gösteriyor. Tanklara, mermilere göğsünü siper etmiş vatan evlatlarından daha fazla direnişçi edasıyla fikirlerini ortaya koyuyorlar. Haklılar da, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında yıllarca cezaevlerinde yatan onlardı, ailelerinden uzak bir başlarına. Tamam, konuşmaları sonuna kadar hakları, lakin söylemleri FETÖ ile mücadeleden çok, FETÖ’nün lekelemeye çalıştığı İslami cenahla mücadeleye benziyor. Bu çok önemli bir ayrıntı.
2. FETÖ olurlar
Hafızalarımızda sıcaklığını koruyan 28 Şubat darbesini hatırlayalım. Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz, Fadime Şahin tezgahlarını, Refah Partili milletvekillerine kasetler üzerinden yapılan itibar katliamını, dev puntolarla darbeyi çağıran gazete manşetlerini unutmak mümkün değil… Ulusalcıların o günkü hedefi İslam ve onun nuru ile aydınlanan İslamcı kesimdi. Bugün, “Vay bee, Helal olsun” diyerek seyrettiğimiz mağdur paşalarımız bize “Atatürkçülük” empoze edip, İslami camia üzerinde kara propagandaya başladılar. Tekke ve zaviye kanunu güzelleyerek, İmam Hatiplilerin “2. FETÖ” olabileceği yönünde zihinlere mesaj veriyorlar. Oyun çok açık değil mi?
Ulusalcılarında, FETÖ’cülerin de dertleri, İslam düşmanlığı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan. Ulusalcıları da, FETÖ’cüleri de kullanıp atan ABD. Hatta,FETÖ’cü cuntaya zemin hazırlayanlar bizzat ulusalcılar. Olur mu öyle şey diyen varsa şu sorulara cevap versin:
1) 28 Şubatçıların imam hatipleri kapatması sonrası, zulüm gören başıörtülü bacılarımız, dindar kardeşlerimiz bir kapısına dahi mühür vurulmayan ve ulusalcılardan tam not alan FETÖ’nün okullarına gitmeye zorlanmadı mı?
2) Danıştay cinayeti, E- muhtıra, cumhuriyet mitingleri sonrası AK Parti, FETÖ’ye sarılmaya mecbur edilmedi mi?
3) Ergenekon ve Balyoz davaları ile “Bizim çocuklar” diye tanımladığı ulusalcı cuntayı tasfiye eden ABD, terörist elebaşı Gülen’in takıyye ordusunu “Altın” nesil olarak sunmadı mı bize?
4) Gezi darbe girişimine kalkışan ulusalcılar ile işbirliği tutan FETÖ, emniyet içerisindeki militanları ile şiddeti tırmandırıcı hamleleriyle Erdoğan’ı hedef almadı mı? CNN ve BBC’nin ekmeğine yağ süren FETÖ’nün yapılanması değil miydi?
5) 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında Erdoğan bu alçak yapı ile mücadele ederken, Ergenekon sanıkları için Silivri’de sabahlayan ulusalcı siyasiler, FETÖ’cülerle kol kola girip, hep bir ağızdan “Hırsız, katil, diktatör” diye slogan atmadı mı?
Cuntaya talipler
Hepsini yaptılar, Pentagon’un ölüm makinesi olan DIA’in (Defense İntelligence Agency) kontrolünde… Şimdi de cakas atıyorlar, “Biz olmasaydık Erdoğan olmazdı” diye! Hemen düştüler Erdoğan’ın dindar nesil dediği İmam Hatiplileri, “2. FETÖ olurlar” kurgusuyla devletten uzak tutmanın derdine… Samimi olanları bir kenara bırakarak söylüyorum; Bugün fırsat bulsalar, “Başkomutan Erdoğan’ı,FETÖ’cülerin arzuladığı gibi ipe götürürler.” Şu dakikadan sonra Erdoğan’ı öz dava arkadaşlarından ayırarak yalnızlaştırmaya çalışan, İslami kesimi FETÖ ile bağdaştırarak tehlikeli adleden tüm projelere karşı çıkmalıyız. Bunların derdi FETÖ ile mücadele etmek falan değil, FETÖ cuntasının yıkılmasından doğacak boşluğu doldurmak.