Türkiye, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak üzere destanlık mücadelesine hız kesmeden devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde Türkiye'nin, millî ve teknolojik hamleleriyle önümüzdeki beş yılda dünyanın önemli enerji merkezleri arasında yer alması an meselesi.

AK Parti iktidarının, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulma hedefini ortaya koyarken yenilenebilir kaynakların yanı sıra yerli üretimi merkeze alan hedefleri sonuç vermeye başladı.

Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmanın ilk şartı, Türkiye’nin gelişmesine bağlı son 20 yılda üç katına çıkan enerji talebini istikrarlı şekilde karşılayabilmektir elbette.

2002-2017 yılları arasında, ‘Dönüşüm 1.0’ adı verilen atılımlarla artan enerji talebini karşılamak üzere önemli yatırımlar yapıldı.

Elektrikte üretiminde 30 bin megavattan 100 bin megavatlara ulaşıldı.

2002’de ülkenin 6 ilinde doğal gaz varken bugün doğal gazsız şehrimiz yok.

2017’de Millî Enerji ve Maden Politika Belgesi’yle Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı enerji politika belgesi açıklandı.

Enerji verimliliğinde altyapı yatırımları öncelendi, hedef yükseltilerek nükleer santraller gündeme alındı.

İşte Akkuyu Nükleer Enerji Santrali açılıyor.

Karadeniz'de doğal gaz keşfiyle enerji arayışımız meyvelerini vermeye başladı.

Fatih, Yavuz, Kanuni sondaj gemilerimizle doğal gaz, hidrokarbon ve petrol arama faaliyetlerimiz millîleştirildi.

Akdeniz’de sekiz derin deniz kuyusunda aramalar devam ediyor.

Türkiye enerji köprüsünden ziyade enerji merkezi olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor.

Önümüzdeki beş yılda inşallah enerjide dışa bağımlılığımızı tamamen sonlandırmış olacağız.

***

İstanbul Türkiye’nin başkenti olabilir mi?

Olamaz.

Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez 3. Maddesinde, “Türkiye Devleti, ülkesi, milletiyle bölünmez bütündür... Başkenti Ankara'dır.” yazılı.

Dünyada eşi benzeri olmayan kanun maddesiyle Türkiye’nin en büyük şehrinin başkent olma ihtimalinin önü kapatılmış.

İstanbul Türkiye’nin tek dünya şehridir.

Dünyada Türkiye’yi ekonomik, stratejik, sosyal, kültürel, siyasi temsile layık yegâne şehirdir.

Yahya Kemal'in dediği veçhile 'Ankara'nın en güzel yanı İstanbul'a dönüşüdür.'

İstanbul, yüz yıllık engellemeye rağmen Ayasofya’nın zincirleri kırarak ibadete açılmasının ardından ortaya çıkmıştır; Türkiye’nin doğal, kendiliğinden başkentidir.

İstanbul Finans Merkezi’yle fiilî ekonomi başkenti vasfını resmen ilan eden İstanbul’un, önümüzdeki beş yılda Anayasa değişikliğiyle dosta düşmana karşı Türkiye’nin başkenti hâline gelmesini ümit ediyorum.

İstanbul’a başkentlik nasıl yakışacak göreceksiniz.

İade-i itibar…

***

Zulüm, Filistin’in Osmanlı hâkimiyetinden çıkmasıyla başladı.

İsrail-Filistin arasındaki mücadele dünyanın en uzun, en kanlı mücadelesi hâline geldi.

Kahraman Filistin halkı yüz yıldır sömürgeciliğe, sürgünlere, Yahudi işgaline karşı direniyor.

İngiltere mandasındaki Filistin'e Siyonizm’in hedefine matuf yüz binlerce Yahudi göç ettirildi.

İki bin yıl aradan sonra Yahudi İsrail Devleti, 1948'de kuruldu.

Türkiye İsrail’i tanıyan ilk ülkelerin arasındaydı.

Devlet İsrail, saldırılarının şiddetini gittikçe arttırdı.

Nihayet 14 Mayıs 2018’de ABD Başkanı Donald Trump, ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyarak yüz yıllık yarayı kapanmaz hâle getirdi.

Dünya Müslümanları Filistin’in, Kudüs’ün işgalinin hesabını elbette soracaktır.

Biraz daha sabır…

Savunma sanayisi güçlenen yerli ve millî taarruz filosuyla Türkiye, caydırıcı güç hâline geliyor.

İsrail’in uluslararası kanunları çiğneyerek Kudüs’ü Yahudileştirmesine, Filistinlileri topraklarından çıkarma operasyonlarına dur diyebilecek tek ülke Türkiye’dir.

Temennim, hayalim, ümidim, beklentim; havada, karada, denizde rakipsiz hâle gelecek askerî ve siyasi Türk gücünün, her Ramazan azgınlaşarak Kudüs’e, mazlum Filistin halkına saldıran İsrail’e dur demesidir.