Altta doların çıldırmış gibi TL. Karşısında yükseliş haberi, İstanbul’un kar manzaraları arasından haber kanalları, TBMM’de, hazırlanan Anayasa paketi bir bir geçerken, ‘diyet’ ehli olanların, fırtınanın şiddetiyle kudurmuş dalgalar gibi sağa sola vurduğu görüntüleri geçiyor…
CHP, Yunus Emre’mizin, “Hak bir gönül verdi bana” şiirinde, hep ikinci dizesi gibi;
“Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur…
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez…
Bir dem girer kibr evine, Fir’avn ile Haman olur…”
Bir dem özüne, milletine dönse, beşaretten doğsa, hoş bağ ile bostan olacak ve fakat bırakmıyor yakasını diyet ehli.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na üzülüyor ve acıyorum, çok kompleksli, çok kişilikli bir politik portre haline getirdiler.
Eminim kendisi de arada bir pişman olmaktadır, makam sevdasına kapılıp, şu kaset olayıyla CHP’nin başına gelmiş olmasına.
Elbette o da üzülüyordur, CHP eliyle CHP’ye provokasyon yapılmasına.
Cem Yılmaz gibi komedyenlerin o cenahtan çıkmasını şimdi anlıyorum, zengin bir komedi malzemesi içinde doğuyorlar…
Bir ‘milletvekili’, diğer bir milletvekilinin kaval kemiğinden ısırıyor, arkada elinde çiçek saksısı bir “hanım milletvekili’’ fırsatını bulunca birinin kafasına geçirmeyi kolluyor, diğer yanda TBMM kürsüsüne saldırıp yerinden sökmüşler, ne komedi be…
Bütün bunlar, 15 Temmuz gibi bir darbeyle ülkeyi işgal girişimi yapılan bir vatan sath-ı mahalinde cereyan etmekte.
Küresel güçlerin başarısız işgal girişiminin ardında kudurmuşçasına, içeriden dışarıdan, terör ve ekonomik ve siyasi saldırıların çılgınca yapıldığı, şehitlerin verildiği bir zamanda cereyan etmekte.
CHP’yi bu kadar kör, sağır ve akl-ı selim den beri kılan ne olabilir!?
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendi öz ağabeyini patlatan bu CHP’ nin durumuna kayıtsız kalmış olması nasıl izah edilebilir!?
Hak öyle bir gönül verdi bu aziz Millete, CHP’lilerin de Kılıçdaroğlu’nun da,orada bir yeri olabilir vesselam…