‘Baş ba kanım’
‘Baş kanım’…
Bu ‘Baş’ ile ‘kanım’ arasına ‘ba’ harfini koyanlar, kesinlikle baş ile gövdeyi birbirinden ayırmak için koymuş olmalılar…
Bu ‘ba’ sistemin içine girdiği günden bu yana, hep ‘kanım’a dokunmakta.
‘Kanım’ dan olmayan ‘baş’ı korumaya matuf…
Aslında iş çok kolay, sistemin içinden çekip alın şu ‘ba’yı yoluna girsin.
‘Devlet’ denilen mevhumun ruhu ‘Millet’, bedeni ise kurumlarıdır ve teknik bir araçtır.
Bedeni ile Ruhu arasına giren her aksaklık ‘Devlet’i hastalandırır, kimliksiz ve kişiliksiz hale getirir.
Bu ‘ba’ virüsü böyle bir sonuca mebni olarak oraya nüfuz ettirilmiştir.
Şimdi bu ‘ba’ yı söküp atmaya kalkınca, yıllardır bu ‘ba’ sayesinde bu bedenden beslenenlerin feryat etmeye başlaması da normaldir. Bu ‘ba’ ile ‘kanım’ dan beslenmeleri de sona erecektir.
Şimdiye kadar ‘Devlet’ sürekli yanaşık düzen yaptırılan ve fakat bir türlü kendisini nasıl savunacağı öğretilmeyen asker gibi bırakıldı. Sadece yanaşık düzen öğretilenden asker olmaz olsa olsa performansı yüksek çöpçü olur.
‘En iyi savunma hücumdur’ sözü salakları harekete geçirme sözüdür.
Savunma ve hücum bir bütündür. Savunma hücum içindir, hücum savunma içindir. Bu bütünlük sanatına ‘Cihad’ denir.
Onun için hayat, iman ve cihattan ibarettir.
Eğer ‘Devlet’ bu bütünlük konsepti üzerinden teknik olarak işletilmezse hastalanır.
‘DEVLET’i, sağlıklı bir ‘İNSAN’ gibi tahayyül ve tasavvur edeceksiniz.
İnsanda akıl ne ise, ‘Devlette de, Başkan odur.
Başkan, devlet ile milletin arasında tıpkı bedenle ruh arasındaki sağlıklı ilişkiyi kuran aklıselim gibidir.
Meclis, Devletin kalbi hükmündedir.
Devletin adalet ve hukuk mekanizmaları ciğerler hükmündedir.
Kan, bedenin her organına, adalet diye eşit dağıtılsaydı, o beden anında mefta olurdu. Her organa ihtiyacı olan kadar kan ulaştığında beden sağlıklı olur. Hayat için ne ihtiyaç ise odur adaleti belirleyen.
Eğer, ‘Vatan’ denilen satranç tahtasına, taşları ait oldukları yere yerleştiremezseniz, dünya denilen, ahiretin tarlasını kaybetmeye mahkûmsunuz.
‘Vatan’ denilen, hayat satrancının korunması gereken en temel taşı ‘şah’, ‘devlet’dir.
Bu satranç oyununda vezir başkandır.
Yanlış dizilmiş bir satranç tahtasından, başarılı bir hayat oyunu çıkarmak mümkün değildir.
Piyon deyip geçmeyin, yeri geldi mi, her piyon bir kaledir, bir attır, bir fildir ve hatta bir vezirdir.
‘Baş’ ile ‘Kanım’ arasındaki şu ‘BA’ harfini atın artık vesselam…