Ortadoğu’da akıtılan Müslüman kanının nedeni, terör örgütleri ile boğuşan Ortadoğu’nun savaşı gibi görünse de, hatta terör örgütlerinin arkasında ABD var gibi görünse de, esas savaş İsrail ile Türkiye arasındadır.
İsrail devletinin ilk temelleri 1897’de İsviçre’nin Basel şehrinde atılmıştır. İsrail Devleti toprakları olmadığı halde burada kuruldu. Basel’de İsrail’in sınırları ve bayrağı da belirlendi. Bu sınırlar İsrail’in Misak-ı Millisi’ni oluşturuyordu. Yani; Bugün Musul, Kerkük dediğimiz bölge, Türk Ordusu’nun Suriye’ye giriş yaptığı El Bab bölgesi, Türkiye’nin bütün güneydoğu Anadolu bölgesi İsrail’in Misak-ı Milli sınırları içindedir. İsrail bu bölgeleri (Vadedilmiş topraklar) kendi toprakları saymaktadır.
Dikkat edin bütün olaylar da bu topraklarda cereyan etmektedir. Türkiye’ye saldırılar, büyük İsrail projesini gerçekleştirmek istediği topraklar üzerinedir. Aktör ABD gibi görünmesine rağmen, bu savaş İsrail-Türkiye savaşıdır.
İsrailoğulları’nın da korktukları iki Müslüman devlet adamından biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. 15 Temmuz alçak darbe ve işgal kalkışmasının nedeni de Türkiye’nin, “Irak’ın toprak bütünlüğü” sağlanması şartı ile Misak-ı Milli sınırlarından vazgeçtiği 1926 anlaşmasındaki “toprak bütünlüğünün bozulması” şartına dayanarak Kerkük ve Musul’a girmesinin engellenmesi operasyonudur.
Elmalı Hamdi Yazır, El Bab bölgesinin Müslümanlar tarafından bu şekilde ele geçirmesinin İsrailoğulları’nı 40 yıl geriye götüreceği tespitlerinde bulunuyor. Türkiye’nin Suriye’ye girmesi ile Amerika ve dolayısı ile İsrail’in planlarının bozulduğu çıplak gözle bile görülmektedir.
Musul’a Türkiye’nin sokulmak istenmemesinin sebebi kesinlikle Ahd-ı Milli sınırlarımızdır. 1926 anlaşmasından kaynaklanan haklarımızı vermek istememeleridir.
Gelelim Müslümanlara vereceğim müjdeye.
Araştırmacı Yazar, Ebcet hesabı uzmanı Serhat Ahmet Tan’a bu sürecin nereye gideceğini sordum.
Serhat Ahmet Tan, “Bütün bu olaylarının tarihlerini günü gününe bize ünlü Osmanlı âlimi Müştak Baba anlatmaktadır” dedi ve ekledi:
“Müştak Baba’nın Ankara şiirinin satırlarını ebcet tekniği ile incelediğimde Süleymaniye bölgesi olarak bizim bildiğimiz bölgenin Nun-u Yunus olarak zikredildiği ve bu bölgenin Türk ordusu tarafından kontrol edilmesinin 2016 sonundan itibaren gerçekleşeceği açıklanmaktadır. Aynı şekilde Er Bab bölgesinin de 2018 yılına doğru kontrol altına alınıp bu bölgedeki emperyalist oyunların etkisizleştirileceği bu ünlü âlim tarafından bize bildirilmektedir. Olaya rasyonel akılcılıkla bakanlar için bunlar hurafe gibi görülse bile 200 sene öncesinde Müştak Baba divanının satırlarına yazılmış olan bu bilgiler tek tek gerçekleştiği görülüyor.
Hem Irak’ın kuzeyi, hem de Suriye’nin kuzeyinin Türkiye’ye bağlanması Müştak Baba’nın öngörüleri arasındadır. Bu olayın gerçekleşebilmesi için Türkiye’nin gücünün olduğundan kat kat artması gerekiyordu. Aynı zamanda da Türkiye’yi yönetenlerin bu güçle bütünleşmesi gerekiyordu. Şu andaki müsait olmayan Anayasa’nın da değişmesi gerekiyordu. Daha doğrusu başka bir bölgenin Türkiye’ye bağlanmasının mümkün olabilmesi gerekiyordu. Bütün bunların olması için şer gibi görünen darbe kalkışmasını, Allah (c.c) hayra çevirdi ve Türkiye sorumluluğunu yerine getirmeye başladı. ”
Serhat Ahmet Tan’ın bu alandaki uzmanlığı tartışılmaz. Üst aklın planları keyfi değil, kutsal inanışlar ışığında cereyan ediyor. Kur’an-ı Kerim’i rehber edinmek zorundayız.
Süreç başladı, .başkanlık sistemine geçiş olacak ve Türkiye Ortadoğu’da akan kanı durduracak inşallah.
Allah (c.c) ne diyor? “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!’ (Kıyame Süresi, 36)
Selam ve dua ile…