Selâmun Aleyküm (Barış sizi kuşatsın! & Slava xweda li ser we be! )

Bismillah…

Esirgeyen bağışlayan Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Rabbimiz bir ve tek olan ilahımız Allah’a mahsustur…

Şanlı Peygamberimiz, Nurumuz, Hasretimiz, Biriciğimiz… Efendimiz Muhammed’e (a.s.m.), onun tüm dost, arkadaş, ve ailesine salât ve selâm olsun…

Bediüzzaman’ın Risale-i Nur Külliyat’ından Sözler isimli eserinin birinci söz’ünde ; ” Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim! Şu mübârek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudâtın lisân-ı haliyle vird-i zebânıdır… ” ila axir… İzahını da yazımızın girizgâhında teberrüken buraya alırız…

Allah! Üstad’a rahmet eylesin…

***

Evvel, Axir… Selâm ile…

Kibar ve zarif bilge ve kadim bir cümledir…“es-selâmu kable-l-kelâm” … Selam, konuşmadan önce(likli)dir…

İslâm kelimesi, Arapçada ‘barış’ anlamına gelen ‘selâm’ kelimesinden gelir.

Selâm, islâm’ın menşeidir de denebilir…

Selâm, İslâm sözcüğüyle aynı semantik kökten türer…

Selâm, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara da gelir…

Mübarek Kur’an’ın indirildiği gece (Kadir Gecesi) selam (barış ve esenlik) diye nitelendirilmiştir. (Kadir, 5)

Allah’ın mü’minleri çağırdığı yurdun, yani cennet’in adı Darü’s-selam; barış ve esenlik yurdu’dur. (Enam, 127; Yunus, 25)

Allah, cennette mü’minleri selâm ile karşılayacaktır. (Ahzab, 44)

Savaşta bile, bu kelimeyi söyleyen kimseye artık silah çekilmez. (Nisa, 94)

”Size bir selâm verildiği zaman siz de ona daha güzeliyle karşılık verin veya aynısıyla iade edin.” (Nisa-86)

“Selâm” Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de geçen isimlerindendir.

Rabb’imiz, biz Müslümanlara selâmlaşmanın bizzat “Selâmün aleyküm” ile olacağını en az altı ayette tekrar ederek öğretiyor… (Enam, 54; A’raf, 46; Ra’d, 24; Nahl, 36; Kasas, 55)

Allah, Cennet’te  Adem’i (a.s.m)  yaratınca, “Git şu oturan meleklere selâm ver, sana ne cevap vereceklerini dinle. Çünkü o senin ve evlatlarının selâmı olacaktır” buyurmuştur.

Ceddimiz Adem’de (a.s) gidip onlara ‘Es-selamü aleyküm’ demiştir, Melekler, “Es-selamü aleyke ve rahmetullahi” diye karşılık vermişlerdir. Melekler, selâma “rahmetullahi” ifadesini ilave etmişlerdir. (Riyazu’s-Salihin, 2/846)

***

Selâm, şeair-i islâmdandır…

Selâm mübarek İslâm’da mühimdir…

Öyle ki selâmı vermek sünnet; almak ise farzdır.

Her inancın, kavmin ve milletin selamlaşma için kullandıkları kelimeler cümleler vardır…

islamların selamlaşması da ” Selâm ” kelimesi ile olan selâmlaşmadır. Yani müslümanlar selam verirken “selâmün aleyküm” derler.

Selâm vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duâdır…

Selâm, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) anlamındadır…

***

Kendine selâm…

Boş eve dahi selâm…

Kabirlere selâm…

Çarşı pazarda selâm…

Komşuya selâm…

Dosta düşmana selâm…

Tanıdık tanımadık herkese selâm…

Cümle âleme selâm…

Allah ile olan en mühim randevu olan namaz bitince çar tarafa selâm…

Meleklere ve diğer varlıklara selâm…

Fetretten çıkmak için!

Diriliş için!

Milletin ihyası için!

Nizam-ı âlemi tesis için!

Fitneyi fesadı mahvetmek için!

Düşen sulh selamet sancağını yeniden kaldırmak dalgalandırmak için!

Ertuğrul ile Selahaddin’in asil evladlarına selâm…

Akl-ı Selim ile Selâm…

Barış sizi kuşatsın!

Barış bizi kuşatsın!

Slava xweda li ser we be!

Selâmun Aleyküm…

İla Axir…

Rahman’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında, (incitmeksizin) “selâm!” derler (geçerler)…(Furkan sûresi, 25/63-65)

***

Her şey vesilelerle , sebeplerledir…

Hayat ve hayata dair her şey de emanettir…

Kaderin kalem verdiği insanlardan birisi olarak düşünce ve yazı serüvenimizin Diriliş Postası bölümüne gelmişiz…

Sebep olanlar sağolsun…

Kusur bizim, Kıymetlerin tamamı hakkın ve hakikatindir…