Mimarlık son sınıfta okuyan bir öğrenci ile sohbet ediyordum.
Ülkenin mimarisi ile ilgili ne düşünüyorsun, şehirleşme; binaların şu anki durumu falan içine siniyor mu?
Ne sorduğumu anlamamış gibi, cevap vermek istemedi genç...
Peki, başka bir soru soracağım, dedim.
Herkesin aklında olduğunu düşündüğüm bir soruydu.
Daha önce onlarca yıl mimarlık yapan bir arkadaşa daha sormuştum.
Başkaları, başka bir mimar arkadaşa daha da sormuştur eminim, diye düşünüyordum.
Hani bir doktorla karşılaşınca hemen hastalığımız aklımıza gelir de
“Hangi doktora gidersem gideyim çare bulamadım. Sen ne düşünüyorsun, ne tavsiye edersin benim burun tıkanıklığına?” diye sorarız ya...
Sordum mimarlık son sınıfta okuyan gence...
Mimar Sinan asırlar önce tüm dünyaya örnek olacak şekilde onca eser yapmış hem de hiç teknolojik imkânlar yokken...
Yaptığı camide imam minberden konuşuyor, imamın sesi caminin en ücra köşesinde duyuluyormuş...
Şimdi gelişmiş teknoloji ile insanlar gökyüzünden bir bakıyor, yerdeki karıncayı görebiliyor da neden Mimar Sinan'ın teknolojisine ulaşılamıyor binalar yapılırken? Binaları geçtim cami gibi eserler yapılırken?
Genç önce afalladı.
Ben, bu soruyu çok soran olmuştur diye zannederken...
''Hocam ilk defa böyle bir soruyla karşılaştım.'' dedi.
Hiçbir hoca, ders anlatırken Mimar Sinan'dan söz etmiyor mu, dedim.
Etmiyor, dedi.
Tamam, şehirler zamanın ruhunu yansıtır diyorlar da bu kadar ruhsuz muyuz biz ya?
Adabımuaşeret derslerinin yanı sıra Mimar Sinan da ortaöğretim müfredatına girmelidir artık.
----
Gençler konuşmayı sevmiyor
Gençlerle sohbet etmeye çalışıyorum.
Hani vardır ya ilk önce memleket sorulur; oradan bağlantı kurulur falan...
Gençler konuşmayı sevmiyor, okuduğu bölümü sevmiyor, soru soranı sevmiyor, nasihat vereni hiç sevmiyor...
Kısa videolar izleyerek etrafındaki insanlardan bağımsız bir hayat yaşamak istiyorlar.
Konuşturduğun zaman da seksen dört yaşına çıkmış, geri inmişler gibi konuşuyorlar.
Hayat konusunda o kadar beylik laflar ediyorlar ki... İnanılmaz.
Ama evde iki yumurtayı kırıp karınlarını doyurmayı bilmiyorlar.
Gençleri eleştiriyorum zannedilmesin. Gördüğümü anlatıyorum.
Yetişen gençlerin hâli böyle!
Gençleri yetiştiren yetişkinler!
Eserimiz bu!
Gençleri yetiştirmeden önce kendimizi yetiştirmemiz şart…