Seçim biteli bir hafta oldu. İtirazlar dört bir yanda yapılmaya devam ediliyor. Türkiye seçim sonuçlarına kilitlenmiş, mazbataların kime verileceğini bekliyor. Heyecan dorukta. Her gün yeni bir adım atılıyor. Partiler itiraz üstüne itirazlarla süreci yönetiyorlar. Son sözü illaki YSK söyleyecek. Ama kimse de çıkıp nenden böyle oldu, bu seviyeye gelindiğini söylemeyecek.

Siyaset zor zanaat. Ne yaparsanız yapın insanlar yüzde yüz memnun olmazlar. Belediyecilik 1994 te Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazandığı dönemden çok farklı bir yere geldi. 1994 te İstanbul’un sokaklarındaki en önemli mesele çöp dağları, Haliç’in berbat hali, yolların toz toprak içinde olmasıydı. Çeşmelerden sular akmadığı için oluşan uzun su kuyruklarıydı. Bugün ise bu dertlerin hiç biri yok, dünkü sorunlar yerine bugünkü istekler var.

İnsanlar suyun, asfaltın, parkların, bahçelerin temizliğin belediyelerin asli görevi olduğunu biliyor. Bunun yerine kültür, sanat, kadın, gençlik, spor hizmetleri almak istiyor. Eline dokunacağı, yüreğini saracak, kapısı kendisine açık; gönlü sıcak, tanıdığı, bildiği, arasında koruma orduları olmayan başkanlar istiyor. Kendisine “Öküzün trene baktıkları gibi bakıyorlar” demeyecek başkanlar istiyor. Bu hizmetleri yapanlar kazanıyor, Ağrı’da Savcı Sayan bunu yaptığı için kazandı. Tunceli’de Maçooğlu TKP ile bunun için kazandı.

Seçime kilitlendik, her şeyi unuttuk. Dünyada neler oluyor, umurumuzda değil. Oysa insan düştüğü yerden kalmasını bilmeli, dünyanın sonu değil, hayat seçimlerle bitmeyecek, itirazlar yapıldı. YSK illaki bir karar verecektir. 7 Haziran seçimlerinin ardından yapılan 1 Kasım seçimlerinde halk kırgın da olsa sandıkta gerekli cevapları vermişti. Mühim olan herkesin bu mesajları almasıydı. Ne yazık ki mesajlar gerekli yerlerde karşılık bulmamış olmalı ki aynı hatalar yapıldı. Uzun uzadıya bu hataları oturup anlatarak vakit geçirmek yerine reçetelere odaklanmalıyız. Yüzlerce rapor şimdiye değin gerekli mercilere ulaşmıştır. Kabul edelim ki herkes Reis’in çalışmasını bekliyor. Herkes yükünü onun omuzlarına yüklemiş, bir kenarda olayın düzelmesini bekliyor. Ama bu ülkenin ağabeyleri kırılmak, kızmak yerine bugün bu yükün altına gövdelerini koymak zorundalar. Ah ile vah ile figan ile çözülecek derdimiz yoktur. Tek çaremiz çalışmak, çalışmak yine çalışmaktır.

Bugünlerde Sudan karıştırılıyor, İran büyük imtihanlar veriyor. Dünyada mazlumlar bizden uzanacak eli bekliyor biz ise seçim sonuçlarını…

Silkinip yarınlara bakalım. Hatalardan ders alıp, bir daha hata yapmayıp, yaptırmayalım. Dünya güzel bir yer, onu insanlığa cennet yapmak bizim elimizde… Hak illaki yerini bulacaktır. Vesselam…