Kültürel gelişmişliğin herkesçe ve tüm medeniyetlerce kabul edilen ortak bir ölçütü yok. Kültürü oluşturan unsurlar milletlerin ortaya koyduğu maddi ve manevi değerler bütünüdür. Türk milletinin oluşturduğu maddi ve manevi öğelerin dayanağı mili ve İslami değerler toplamıdır. O halde Türk milletinin kültürel gelişmişliği nevi şahsına münhasır değerler üretmesiyle ölçülebilir.
Osmanlı Devletinin son asrından itibaren kültürel iki başlılık ortaya çıkmaya başlamıştı. Bir tarafta yaklaşık bin yıllık Osmanlı İslam medeniyet değerleri diğer tarafta Batı’nın nefse ve nesle hoş gelen kültür unsurları durmaktaydı.
Popüler kültür unsurlarını Batı medeniyetinin değerleri oluşturmaktadır. Fakat Türk İslam medeniyetinin binlerce yıllık değerler bütünü, insanların zihinlerinin en merkezi noktasında varlığını sürdürmektedir.
Türk kültürü, Anadolu kültürü, İslam kültürü Doğu kültürü gibi ifadelerle belirtilen bizim kültürümüz, erdem ve ahlaka dayanan özellikleriyle varlığı hissettirmektedir. Ramazan ayında ortaya konan sadak ve ikram özellikleri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nda ortaya konan millet olma hassasiyeti ve kutlama zenginliği, Ramazan Bayramı vesilesiyle insanların sosyal varlık olduklarının farkına varması ve ziyaretleşmeler Batı’nın popüler kültürünün tüm saldırılarına rağmen devam eden önemli ritüellerdir.
Kültürün oluşumunu sağlayan unsurlardan biri belki de kalıcılığı sağlaması bakımından en önemlisi medeniyet değerleriyle birlikte oluşturulan eserlerdir. Üretilen estetik eserler, insanların gelişimlerini sağlayan kitaplar, ruhlara huzur veren musiki kültürlerin ürettikleri somut unsurlardır.
Türk kültürünü ortaya koyan edebi eserler yerelden ulusala, ulusaldan evrensele ulaşabilirse kalıcılığı yakalamış ve medeniyetimizin nesiller ötesine ulaşmasına vesile olmuş demektir. Acaba son yıllarda üretilen edebi eserler arasında bu özellikte bir roman, hikaye ya da tiyatro var mıdır?
Ya da eser üretmekle uğraşan kişiler yukarıda ifade edilen milli ve manevi değerler temelinde mi eserlerini oluşturmaktadır? Bu alanda önemli bilinç çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Son yıllarda her şeyin kamu eliyle yapılması hassasiyeti kısa vadede belki kişilerin ve kurumların işini kolaylaştırmakta fakat bazı çalışma alanları sivil ve gönüllü çalışmalarla daha nitelikli ve kalıcı ürünler ortaya koymaktadır.
Büyük Doğu Hareketi Necip Fazıl’ın vefatıyla Büyük Doğu yayınları olarak sadece kitap neşriyle ilgilenmemeliydi. Hareket kültür ve sanat üretmeye devam etmeliydi.
Türkiye Yazarlar Birliği çok önemli çalışmalar, çalıştaylar yürütmekte fakat bu çalışmalarını Nobel gibi evrensel bir özelliğe çıkarmalıdır. Yedi Güzel Adamın her biri edebiyat sahnemizden yavaş yavaş çekilmekte ve gerçek aleme göç etmektedir. Nuri Pakdil sanat akademisi açılsa ve sanatın tüm dallarında öneri, teşvik ve patent üretiminde bulunsa çok önemli bir boşluğu doldurmuş olur.