Yönetmen Seyid Çolak’ın ilk uzun metraj filmi olan ‘Kapan’ bu hafta vizyona girdi. Dünya Prömiyeri 41. Uluslararası Moskova Film Festivali’nde yapılan film, ulusal ve uluslararası birçok festivalden de ödül aldı. Filmde; Onur Dilber, Münibe Millet, Serkan Altıntaş, Sami Aksu, Yasemin Girgin ve Yüksel Akça’nın oyunculuklarını izliyoruz.
Filmi Kadıköy’de film ekibiyle birlikte izleme şansım oldu. Çok mutlu, keyifli ve Türk sinemasına dair umutlu olarak ayrıldım salondan.
Filmde, bomboş bir adada sadece aileleriyle yaşayan ve yalnızca zaruri ihtiyaçları için adadan ayrılan balıkçı beş arkadaşın hayatlarına mercek tutuluyor. Beş balıkçı arkadaştan birinin kaybolması ve peşi sıra gelişen olaylar filmin ana hikayesini oluşturuyor.
Kapan, 2000 sonrası Türk sinemasında taşranın yalın ve sahici işlendiği önemli filmlerin arasında kendini buluyor. Filmde taşradaki bireyin yaşantısı, konuşması ve tepkileri oyunculuklardaki sahicilikle buluşuyor. İzleyici her an kendini filmin atmosferinde bulduğu bir durumla buluşuyor. Hep filmin içerisindeki tepkilere müdahil olmak istiyor. Bu yönüyle film kesinlikle gerçekçi ve hakiki bir çizgide duruyor.
Kapan filmindeki en dikkat çekici mesele belki de kapanın yalnızca bir metafor olup olmaması meselesidir. Hem kırsalda hem de modern hayatta kapana kısılan taraflarımızın iz düşümleri de beyaz perdeye yansımış durumda. Bunun yanında filmdeki birçok kare hem mevsim geçişleri hem de doğa atmosferini sunuşuyla yer yer belgesellik bir dil de ortaya koyuyor.
Filmin senaryosunu Güven Adıgüzel ve Seyid Çolak birlikte yazmışlar. Güven Adıgüzel’in edebiyatçılığı ve Seyid Çolak’ın sinema anlayışının birleşerek son derece zengin bir üslup ortaya koyduğunu da söylemeliyiz. Özellikle filmdeki ölüm ve yaşam ikileminin bir dilemma gibi değil varoluşsal bir çağrı şeklinde ortaya koyulduğunu söylemek mümkün. Şu soruları yönetmenle birlikte ben de sordum kendime: Ölümü ne kadar hissedebiliyoruz? Yaşamın ne kadar kıyısındayız? Mutlak iyi ya da mutlak kötü olabilir mi?
Filmdeki bazı belli belirsiz bırakılan kısımları filmin eksiği gibi değerlendirdim. Daha sonra yönetmen ve senarist o kısımları öyle bırakmak istediklerini söylediğinde zihinsel anlamda netleşti hikaye.
Büyük umutlar ya da büyük umutsuzlukların değil, sahinin ve duruluğun yanında taraf olan Kapan filmi izleyicisini bekliyor. Bağımsız filmler açısından kronik olan salon ve dağıtım problemi devam ediyor. Bu problemi aşacak olanın yine de izleyici olduğunu düşünüyorum. Siz ilgi gösterin ve istekli olun ki gücümüz anlaşılsın!
Esenler Film Günleri başlıyor
Esenler Belediyesi, 18-21 Kasım tarihleri arasında Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek Esenler Film Günleri’ni düzenliyor. 4 gün sürecek olan programa Azerbaycanlı dünyaca ünlü yönetmen Elçin Musaoğlu da ustalık sınıfı söyleşisiyle konuk oluyor. Onur ödülleri, kısa film yarışması ödül töreni, film gösterimleri, konserler ve söyleşilerle festival tadında bir akışa sahip Esenler Film Günleri’ni esenlerfilmgunleri.com’dan takip edebilirsiniz.