Sağlıklı ve üretken bir toplum için gıdanın stratejik bir konu olduğundan ve meselenin sadece yeterli gıdaya ulaşmak olmadığından bahsetmiştik. Gıdanın miktarı kadar sağlıklı ve güvenilir olarak üretilmesi ve tüketiciye ulaştırılması da önemlidir. Yeterli miktarda güvenilir ve besleyici gıda uzun ve sağlıklı bir hayatın anahtarıdır.
Gıdalar uygun hammadde ve şartlarda üretilmediklerinde veya elverişli koşullarda muhafaza edilmediklerinde fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikelerle kontamine olabilirler. Fiziksel tehlikeler, gıdanın içerisinde bulunmaması gereken her türlü yabancı maddelerdir. Kimyasal tehlikeler, gıdaya çevreden bulaşan veya üretim esnasında uygulanan işlemlere bağlı olarak meydana gelen proses bulaşanlarıdır. Biyolojik tehlikeler ise bakteriler, virüsler, parazitler gibi organizmaların patojen yani hastalık oluşturanlarıdır.
Bu tehlikeler, sağlık üzerine önemli riskler oluştururlar. Dünya Sağlık Örgütüne göre, her yıl sadece biyolojik tehlikelerden kaynaklanan yaklaşık 600 milyon gıda kaynaklı hastalık vakası meydana gelmektedir. Yani her 10 kişiden biri … Bu hastalık vakalarının yaklaşık %40’ı beş yaşından küçük çocuklarda görülmekte ve 125.000 çocuk hayatını kaybetmektedir.
Güvenilir olmayan gıdalardan kaynaklanan sorunları, sadece sağlığın bozulması, ölümler ve iş gücü kaybı olarak değerlendirmek mümkün değildir. Gıda kaynaklı hastalıklar, ülkelerin sağlık harcamalarına ayırdığı bütçeyi arttırarak, turizm ve ticareti olumsuz etkileyerek ulusal ekonomiye ciddi zararlar vermektedir.
Dolayısıyla gıda güvenliği, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için şart olup resmi otorite, üreticiler ve tüketiciler arasında ortak bir sorumluluktur. Bu sorumluluk birincil üretimden tüketime kadar her aşamayı kapsamaktadır. İşte bu silsile günümüzde “çiftlikten sofraya gıda güvenliği” olarak adlandırılmaktadır.
Aslında hastalıklardan korunmak yani koruyucu hekimlik uygulamaları her zaman tedaviden daha ucuz ve etkilenenlerde kalıcı hasarların oluşmaması açısından daha insanidir. Koruyucu hekimlik konularını kapsamlı olarak ele alan, insan, hayvan ve çevre sağlığının ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade eden “Tek Sağlık” konseptinin yetkili makamlarca da benimsenmesi gerekmektedir.
Her şeyin başı sağlık ve sağlığın anahtarı güvenilir gıda… Bu kabulden yola çıkılarak hükümetler ve vatandaşlar nezdinde farkındalığın arttırılması ve gıda kaynaklı hastalıkların küresel olarak azaltılması hedefiyle, 7 Haziran 2019 Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Gıda Güvenliği Günü” olarak kabul edilmiş olup ilk kez bu yıl tüm dünyada kutlanacaktır.
Ramazan Bayramı’nın sonuna denk gelen bu hoş tesadüf vesilesiyle,
Ramazan Bayramınızı ve Dünya Gıda Güvenliği Gününüzü kutlar, sağlık ve huzur dilerim.