Günlük yaşamdaki olumlu ya da olumsuz durumlar eğitim çağındaki milyonları doğrudan etkilemektedir. Bu anlamda 2020 yılı, öğrencilerin eğitim hayatlarıyla ilgili farklı bir yıl olarak arşivlerdeki yerini alacak.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzun zamandır hazırlıklarını sürdürdüğü coronavirüs tehdidi altındaki eğitim öğretim yılı, 31 Ağustos itibarı ile başladı. Öğrenciler 2019-2020 eğitim öğretim yılından aşina oldukları uzaktan eğitimle öğrenme serüvenlerine evlerinde başladılar. Süreçle ilgili belirsizlikler her ne kadar ortadan kalkmaya başlasa da işleyiş devam ederken yeni belirsizlikler ortaya çıkmaktadır.
Öğretmenlerle ilgili durum
Öğretmenler 24 Ağustos itibarı ile seminer çalışmalarına,31 Ağustos itibarı ile uzaktan eğitim çalışmalarına okullarında başladılar. Öğretmenler covid-19 riskinden dolayı mesleki çalışmaları uzaktan yapmayı sosyal medyadan gündeme getirdiler fakat sürecin zorluğu bu talebin cevapsız kalmasına sebep olsu.
Netleşmeye başlayan duruma göre öğretmeler okullara gidecek ve canlı derslerin bir kısmını okullardaki akıllı tahtalar üzerinden gerçekleştirecekler. Virüsün ortaya çıktığı günlerde olduğu gibi tamamen uzaktan eğitim olmayacağa benziyor. MEB, planlamanın 40 saat üzerinden yapılmasını istedi, bu durum öğretmenlerin ek ders kaybı yaşamayacağının sinyali olarak değerlendirilebilir. Bu durum çok önemli, alınan oransal zamlar zaten eridi gitti. Ek ders ücretleri öğretmenlerimizin zorluklarına bir nebze de olsa çare oluyor. Zaten öğretmenler görevlerini yapmayı istiyor ve uzaktan ya da yüz yüze bu süreci götürmenin hazırlıklarını yapıyor. Öğretmenlerin uzaktan eğitimle ilgili alan çalışması yapması gerekmektedir.
Öğrencilerle ilgili durum
Bu yıl öğrencilerin bir kısmı belki de okula hiç gidemeyecek ve uzaktan eğitimle eğitim sürecini devam ettirecek. 1, 8. ve 12. Sınıf öğrencileri 21 Eylül’den itibaren yüz yüze eğitime başlayacaklar. Seyreltirmiş mekân ve müfredat planlaması bu sınıflarla hayata geçecek. Ara sınıflar EBA üzerinden uzaktan eğitim ve canlı derslerle geleceklerini inşa etmenin mücadelesini verecekler. Tek başına EBA TV çok verimli olmadı, fakat yeni eğitim öğretim yılı için canlı dersleri ve uzaktan eğitim platformlarını takip etmeyen öğrenciler kayıp nesil olarak toplumdaki yerlerini alacaklar.
Her öğrenci hangi sınıf seviyesinde ise o sınıfın kazanımlarını mutlaka edinmeli, eksiklikleri okul idareleri ve öğretmenleri ile paylaşmalı, evi okula çevirmeli. Günün büyük çoğunluğu dijital vakit geçiricilerden ve gündelik hayatın monotonluklarından uzak geçirilmeli. Aksi takdirde kaybeden çocuklarımız ve ülkemiz olacak.
Velilerle ilgili durum
Uzaktan eğitimin belki de en önemli unsuru veliler olacak. Yüz yüze eğitimde çocuğu okula göndermekle görevini yapmış olan veliler artık çocuklarının programlarının takipçisi olacak, olmak zorunda. Akşam oturmaları, yemek programları, yarışmalar, haber programları çocuklarımızın evdeki eğitimini engelleyecek en önemli çeldiriciler.
Veliler hem çocukları bu platformlardan uzak tutmalı hem de kendileri çocuklarının çalışma vakitlerinde bunlarda uzak durmalı. Yani artık uzaktan eğitim sürecini ve öğrencimizin ders programını veli takip edecek. Belki de bu süreçten sonra veliler sorumluluk almanın ve çocuklarına destek olmanın ne kadar önemli olduğunu kavrayacak.
Çok farklı bir eğitim öğretim yılı başlangıcı yaşanıyor. Karma bir sistemin bu yıl eğitimim hayatımızın gündeminde olacağı kesin. Merkezi sınavlar, eğitimin ve ülkemizin gerçeği olarak tüm olan bitenleri izliyor. Sınavlar her durumda yapılıyor ve bu sınavlar gençlerin hayatını doğrudan etkiliyor.
MEB hazırlıklarını yapıyor; öğretmenler sınıflarındaki yerini aldılar. Veliler, öğrenciler bu süreci doğru yönetmenin arayışı içerinde olursa covid-19 salgını en az problemle atlatılır.