Şimdi şöyle diyeniniz çoktur, biliyorum: Aslında Muharrem ince’den çok şey bekliyorduk, gelecek vadedeceğini düşünüyorduk, iyi bir muhalefet olacağını zannetmiştik vs. vs..
Hiç birbirimizi kandırmayalım, öyle büyük umutlarla gelecek vadeden bir isim olarak sunulmadı M. İnce sizlere. A. Gül üzerinde uzlaşmaya varılamayınca, ee bir de Kılıçdaroğlu tarafından kurtulunması gerekende bir isimdi, en basit nasıl harcanılabilir ve kendimizi bu aday işinden nasıl kurtarabiliriz diye düşünürken daha dünden aslında M. İnce bu iş için biçilmiş kaftandı. Zaten öyle de oldu. İşin aslı budur. Kendinizi kandırmaktan vazgeçin.
Bizler (İnce’nin muhalifleri) M. İnce’nin Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi bir siyaset üretebileceği, kaliteli bir muhalefet olacağı algısına kapılmıştık ki M. İnce hevesimizi kursağımızda bıraktı.
Ciddi bir işe başlaması nedeniyle çevresindeki destekçilerince ve basın-yayın organlarınca üzerine sıçratılan sahte aidiyetlerin ve kimliklerin rüzgarına kapılan M. İnce siyasette iz bırakamadan siyasetin tozlu raflarında yerini alacaktır. Çünkü sahici değil, dürüst değil. Halkın M. İnce’den beklediği şey tutarlılık ve bütünlüktür. Hem muhafazakâr hem çağdaş hem hacı hem laik hem ülkücü hem Batıcı, hem abdestli hem solcu, hem “az kalsın hafız” hem Atatürkçü olamazsın. Birden o kadar çeşitli kimliklerle çıktı ki sahneye bu kadar çeşitliliği işportacı tezgahında bile bulmak güç bir durum. 80’lerin, 90’ların siyaset anlayışıyla birlikte siyaset yapmak artık bu ülkede zor. Halkın bunlara karnı tok. Çünkü halk şunu biliyor; sen zamanında bu halkın değerlerini aşağılamış ve yok saymışsın. Şimdi bu halktanmış gibi durman hiç samimi ve dürüst değil.
M. İnce bu ülkenin zencisi olduğunu dile getirmiş, acaba ne zaman bu ülkenin zencisi oldu? “Başörtülü hanımlar devlet dairesinde çalışamaz” önergesi verdiği zaman mı? Okulda namaz kıldıran öğretmenleri şikayet ettiği zaman mı? Halkın değerlerini yok saydığı zaman mı? Yoksa, HDPKK’nın bayrakları ile M. Kemal’in resimlerinin yan yana sallandığı doğu mitinginde mi? HDPKK ile kol kola devam ederse M. Kemal’in sahici askerleri tarafından da oy alamayacak. Orası bizim problemimiz değil ama toplumu sahte duyarlılık noktalarında birleştirmek için kurmaca-gerçeklikler vazetmesi ona olan tüm inancı ve güveni bitirmektedir.
M. İnce’nin en azından Kılıçdaroğlu’ndan daha tutarlı olması bekleniyordu. Daha güçlü ve sahih bir aidiyete sahip olması bekleniyordu. CHP’nin M. İnce’de dirileceği bir aidiyete sahip olması bekleniyordu. Ama olmadı…