İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. İslam Zirvesi, İİT üyesi 30’un üzerinde ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla İstanbul Kongre Merkezi’nde başladı.Zirve’ye açılış konuşmasındaki önemli açıklamaları ve çok çarpıcı tespitleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan damgasını vurdu. Ne dedi Erdoğan? Müslümanlar olarak üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik fitnesi geliyor, ırkçılık fitnesi geliyor.

Her zaman ifade ettiğim gibi benim dinim Sünnilik de değildir Şiilik de değildir, benim dinim İslam’dır. Ben tıpkı 1 milyar 700 milyon kardeşim gibi sadece ve sadece bir Müslümanım. Diğer tüm farklılıklar bu inancımın, bu sıfatımın gerisindedir.”

Sözüm ona İslam adına, Müslümanlık adına her gün mazlumlara saldıran, onların canlarına kasteden, mallarını yağmalayan terör örgütleri asla bu mukaddes dinin temsilcisi olamaz. Çünkü bizim dinimiz barış dinidir, sulh dinidir.”

Erdoğan’ın bu tespitleri, tarihsel diyalektik içinde olumsuz yönde evirilmiş, yozlaşmış, parçalanmış ve birbirine düşman hale gelmiş İslam toplumlarının bugün ki haline bir ayna tuttu adeta.

Osmanlı imparatorluğunun yıkılışıyla yeniden formatlanan bu kadim coğrafyanın kadim halkları,mezhepçilik,ırkçılık gibi fitneler ile parçalatıldı, dejenere edildi, birbirine acımasız düşmanlara dönüştürüldü.

Kavimler, aşiretler, farklı ontolojik topluluklar, köklerinden koparılıp uydurma düşmanlarla korkutuldu, sindirildi.

Mezopotamya’dan Osmanlıya kadar süre gelen insanlık serüveninde, inanç, kültür, bilim, sanat ve düşünüşte sayısız eserler ve buluşlar ortaya koyarak eşsiz bir medeniyetler yumağı oluşturmuş bu halklar, 1.dünya savaşı sonrası her türlü zulüm, baskı, ötekileştirici, aşağılayıcı politikalar ve emperyalist saldırı ve sömürülerle cahilleştirildi, fakirleştirildi ve itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.

Uydurdukları 2. 3. dünya ülkesi yaftalamaları ve sınıflandırmaları ile kendi içerlerine hapsedildiler. En iyi üniversitelerinde yetiştirdikleri diktatörlerine, firavunlarına mahkum ettiler bu halkları.

Gelgelelim bu dış etkenlerdi. Peki içerde hiç mi kabahati yok bu İslam ülkelerinin. Pek tabi ki var. Hem de fazla_fazla. Kendi saltanat ve şatafatları uğruna emperyalizmin jandarmalığına soyulanlar.Mezhepçi, faşist politik emeller uğruna halkları birbirine düşürenler. Katliamlar yapanlar. Muhaberat devletlerindeki akıl almaz, insanlık dışı işkence merkezleri. Yaydıkları korku ve dehşet ortamı. Ve daha birçokları.

İşte Erdoğan dün yaptığı o tarihi konuşmada, tüm bunlar ile yüzleşme zamanın geldiğini ve artık güçlü bir özeleştirinin kaçınılmaz olduğunu çok çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Erdoğan’ın özellikle mezhepçilik fitnesi üzerine konuştuğu sırada Başta İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ve diğer önemli liderlerin surat ifadelerine baktığımda konuşmanın tesirini çok net bir şekilde gördüm.