31 Mart Yerel Seçimleri’nin üzerinden neredeyse bir ay geçti. Gözler, AK Parti’nin ‘İstanbul seçimlerinin yenilenmesi’ için yaptığı itirazın sonuçları için YSK’ ya çevrilmiş durumda. Lakin bizler o gün bugündür CHP ile yatıp CHP ile kalkıyoruz adeta. İlk on beş gün ‘145 yıldır mücadele verdiklerini’ söyleyen esas oğlan Ekrem’in mazbatasını konuştuk, sanırım bir on beş gün de Bay Kemal’in tasvip etmediğimiz Çubuk’ta yediği o yumruğu konuşacağız… Bu bitince de galiba ‘İstanbul ve Ankara’yı biz yöneteceğiz’ diyen HDP’li Sezai Temelli’nin talimatı ile CHP listelerinden belediye yönetimlerine giren HDPKK’lıları konuşacağız. Nedense bu kertede birden aklıma merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun  ‘benim inanç ve değerlerime karşı’ dediği CHP’ye ‘Sen bela mısın?’ dediği aklıma geliverdi…

Yine birileri tarafından ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ söylemlerinin farklı platformlarda dillendirilmeye başlandığı bu günlerde güzel ülkem Türkiye, S-400 bahane edilerek de bir ‘çevreleme politikasına’ maruz bırakılmaktadır. Bunu yapanlar, boş bir çuval gibi ortalıkta dolanan ABD’nin başkanı Trump ve avenesi değil, bilakis sırtlarını dayadıkları, dünyayı yöneten ve yönetirken de insanları iliklerine kadar sömüren eli kanlı ‘Evanjelikler ve İsrailliler’in Yahudi lobisi’dir. Bizler içeride bunların uzantıları tarafından ‘üretilmiş’ suni gündemlerle uğraşır iken ülkemiz Suriye’nin kuzeyinden, Ege adalarından ve Doğu Akdeniz’den kuşatılmak istenmektedir.

Anlaşılan o ki ‘İslam ve Türkiye’ karşıtları, 15 Temmuz’da perde arkasından maşaları ile yapamadıklarını şimdi bizzat kendileri sahaya inerek yapmak istiyorlar. Daha geçen gün, katil ABD PKK’lı lağım fareleri ‘rahatça tünel kazsınlar’ diye YPG/PKK işgalindeki Deyrizor iline yaklaşık 200 TIR’lık ‘yapı malzemesi ve iş makineleri’ sevkiyatı yaptı.! Kendileri de denizaltılarla köpekbalığı gibi, Akdeniz’de cirit atıyorlar. CHP’li İmamoğlu için “Ayasofya’nın intikamı alındı ve bizim çocuk kazandı’’ diyen Yunanistan,  Rumların kadim dostu İngiltere ile birlikte Güney Kıbrıs’a habire silah istiflemekle meşgul. AB ülkeleri ise NATO’nun bilgisi dâhilinde başta Bulgaristan olmak üzere birçok Balkan ülkesine ağır silah ve mühimmat yığmaktalar. Dünyayı yöneten ‘Yahudi Rothschild ailesinin’ bir dönem tüm bankalarının genel müdürlüğünü yapan Fransız Macron’un Fransa’sı da aldığı talimatlarla Rum tarafında,  Baf’taki askeri üslerini kullanan Rum yönetimi ile tatbikat yapıyor. Rumlar’ın ‘Mısır, İsrail, Ürdün ve Lübnan’ ile düzenli toplantılar yapmasını sağlıyor.

Kıymetli dostlar, Türkiye soysuzlar tarafından hızla çevrelenmektedir ve bu durum ‘ülkemizin bekası’ için çok önemli bir tehdittir! Bilesiniz ki, bugünlerde içeride olanlar asla dışarıda olanlardan da bağımsız değildir! Ecdad yadigârı güzel ülkemize ‘yine, yeniden çokuluslu bir müdahalenin’ hazırlıkları yapılmaktadır. Katil ABD’nin arkasındaki Evanjelikler ve İsrail lobisi bütün ‘Müslüman dünyayı sonsuz iç savaşlara sürüklenmek’ istemektedir. Türkiye’ye yapılan saldırılar esasen İslam dünyasına yapılan saldırılardır. 1.8 milyar ‘Müslüman Dünya’ artık kuşatma altındadır. Dünyada kan ve gözyaşının olduğu her yerde ‘Siyonist İsrail’ vardır. Asıl hedefi Türkiye olan Siyonist İsrail, İran’a saldırmak ve bu büyük savaşın fitilini ateşlemek için adeta aşermektedir. Bu kansızlar aslında bölgede Sünni-Şii çatışması çıkararak bunu bir ‘din savaşına’ dönüştürmek istiyorlar. Bu alçaklığı; tetikçi BAE, satılmış Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin mevcut yönetimleri ile birlikte yapacaklar. Bu bağlamda geçmiş gün ‘Filistinli gençleri öldürdüğümüz gibi annelerini de öldürmemiz lazım ki, bir daha terörist yetiştiremesinler’ diyen İsrail Adalet Bakanı Ayelet Shaked’in bugün de ‘Faslılar’ın, Tunuslular’ın ve Cezayirliler’in aptal oldukları için ölmeyi hak ettiğini’ söylemesi asla tesadüf değildir.

Ezcümle demem o ki kıymetli dostlar, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, dört benzemezleri ‘Zillet ittifakı’ adı altında bir araya getiren o kirli akıl da PKK ve FETÖ ile ortaklık yapılmasını sağlayan o çukur zihniyet de bizzat bunlarındır. İstiyorlar ki, Müslümanlar kendi içlerinde sonsuz savaşlarla birbirlerini yesin bitirsinler. Türkiye için tezgâhlanan provokasyonun şekli bellidir. ‘Zillet ittifakının seçmenleri bir şekilde sokaklara dökülerek ayaklanma başlatmak’ istiyorlar. Öncelikli amaçları ‘Türkiye’yi erken seçime zorlamaktır.’ CHP İstanbul İl Başkanı’nın bu bağlamda Bay Kemal’e yapılan saldırı sonrası çıkıp ‘Devlet kurumları başkanımızı koruyamıyorsa, örgütümüz halkımızla birlikte genel başkanımızı koruyacak güçtedir. ‘Cümlesi oldukça manidardır. Son tahlilde demem o ki dostlar ‘Vakit, bizler için sorumlulukları kuşanma, safları sıklaştırma vaktidir…’ 

Şimdi topunuz gelebilirsiniz!

Selametle…