“Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıktı” ilişkisinin anlamı ve derinliği neyi ifade ediyorsa; “Kemal mi FETÖ’den, FETÖ mü Kemal’den çıktı?” ilişkisinin anlam ve derinliği de o kadar önemli ve komplikedir. Biri diğerinin olmazsa olmaz varoluş sebebi ve gerekçesidir…

FETÖ, 1960’da Gürsel’den, 1980’de Evren’den, 28 Şubat’ta da Çevik Bir’den çıkmıştır. Kılıçdaoğlu ise FETÖ’nün kasetinden çıkan siyasetçinin adıdır.

Kimler kimden çıkmadı ki. Öcalan bile MİT’ten çıkmışken…

“Efendim, FETÖ’nün tüm ayakları ortaya çıkarıldı. Siyasi ayağı nerede?” Bu pası doksana takmanın zamanı geldi. Nasılsa ligler bitti. Şampiyon belli oldu. Bu saatten sonra atılan ve yenilen goller sonucu değiştirmeyecek.

2014’te Cumhurbaşkanlığı ve yerel yönetimler, 2015’te genel seçim, 2016’da halk oylaması yapıldı. Seçimlerin (maçların) hepsini Erdoğan ve AK Parti kazandı. Seçimlerin hepsinde de ortak kaybeden FETÖ’dür. Her seçimde farklı aday ve partiye destek verse de yenilgiden kurtulamadı. Bu seçimlerin hepsinde FETÖ ile işbirliği yapanlar, şimdi SORUYORLARMIŞ; “efendim FETÖ’nün siyasi ayağı nerede? AK Parti, FETÖ’nün siyasi ayağına neden operasyon yapmıyor?”

FETÖ’nün “siyasi ayağı”, “FETÖ’nün siyasi ayağı nerede?” diyenlerdir…

Gelin tüm partilerde genel bir FETÖ taraması yapalım. FETÖ, tüm partilerde kuluçkaya yatmıştır. MHP’den Akşener ve birkaç milletvekili; CHP’den de Kılıçdaroğlu ve birkaç milletvekili çıkmıştır. Şimdi bu parti ve siyasetçiler haklı olarak soruyorlar; “FETÖ bizden bunları çıkardı. AK Parti’den neden bir şey çıkmadı?”

Aslında AK Parti’den çıktılar. Ama parti bunları barındırmadı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Milletvekilleri İdris Bal, Muhammed Demir, İlhan İşbilen tereddüt edilmeden kapının önüne kondu.

FETÖ, CHP ve MHP’ye operasyon çekerken AK Parti’den uzak durmuş olabilir mi?

Bu sorunun çok açık, net ve kesin bir cevabı var. Evet, FETÖ AK Parti’den uzak durmuştur. MİT Müsteşarı operasyonu ve 17/25 Aralık operasyonundan sonraki süreçte FETÖ, AK Parti içindeki tüm unsurlarını geri çekti. Ayrılan bakan, milletvekili, belediye başkanları, il, ilçe başkanları, belediye meclis üyelerini basından takip ettiniz. Gitmeyen 300 kişiyi de 15 Temmuz’dan sonra ihraç etti.

Peki CHP bu süreçte kaç FETÖ’cüyü ihraç etti? Kılıçdaroğlu’nun ByLock kullanan Başdanışmanını polis CHP’den alıp cezaevine götürdü. Kılıçdaroğlu’nun Zaman, Samanyolu, Kanaltürk, Bugün Gazetesi’nin önünde nöbet tutmaya gönderdiği onlarca milletvekili hala CHP’de volta atıyor.

Burada şöyle bir soru akla gelebilir. FETÖ, AK Parti’yi neden terk etsin? Bu sorunun cevabı da açık ve net. FETÖ’ye darbe yaptıranlar, ülkenin anahtarının kendilerine teslim edeceği garantisi verdi. Hiçbir FETÖ’cü de anahtarı teslim alacakları 15 Temmuz gecesi AK Parti içinde olmak istemedi. Bu kadar basit…

15 Temmuz darbe girişimden önce, “Ayın 15’inde Başbakan olacağım” diyen Akşener’e sormak lazım bu soruyu. FETÖ’nün MHP’ye çektiği operasyonun başkomutanı olarak mahkeme kapılarında dolaşırken, kimin siyasi ayağı olduğu konusunda bir fikri var mıydı acaba?

FETÖ’nün asıl siyasi ayağına gelelim. Aslında kendisi sadece FETÖ’nün ayağı değil. Aynı zamanda eli, dili, dalağı, nefes borusu, akciğeri, pankreası, kalın bağırsağı…

Kim olduğunu sizin gibi tüm dünya biliyor. FETÖ’nün kasetten çıkardığı adamdan bahsediyorum…

Şimdi sormak lazım. M. Kemal’in partisini FETÖ’nün savunucusu ve sözcüsü haline kim getirdi?

FETÖ’nün “tiyatro” dediği; 250şehit, 3000 gazi verilen darbeye kim “kontrollü darbe” dedi?

FETÖ’den tutuklu isimleri seçim meydanlarında anons edip alkışlatan kimdi?

Darbe gecesi tankların yol verdiği siyasetçi kimdi?

İşte o isim “FETÖ’nün siyasi ayağıdır!.” “Çaycıyı çorbacıyı değil” asıl “Kemal’le Meral’i almak” lazım. Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün sadece siyasi ayağı değil, aynı zamanda “siyasi kuklasıdır.”