16 Nisan halk oylamasında millet tercihini, anayasanın 18 maddesinin değiştirilmesi yönünde kullandı. Haçlı ittifakı, CHP ve saz arkadaşları için kabullenilmesi zor bir sonuç. Tüm barutlarını kullanmalarına ve tüm maşalarını sahaya sürmelerine rağmen kaybettiler. Yenilen güreşçi güreşe doymaz hesabı, seçimin yenilenmesini istiyorlar. Oysa ata binen Erdoğan Üsküdar’ı çoktan geçti, Kılıçdaroğlu’na düşen “eşeğini Almanya’ya sürmektir.”
Gelelim yazımın başlığına yarım bıraktığım yeri doldurmaya.
AK Parti, MHP, BBP ve HÜDA PAR’ın blok olarak “evet” cephesini oluşturduğunu biliyoruz. “Hayır” cephesinin en önemli iki siyasi aktörü ise, CHP ve HDP idi…
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim süresince kullandığı en önemli slogan neydi? “Tek Devlet”, “Tek Millet”, “Tek Bayrak”, “Tek Vatan.” HDP bu slogana karşı; “Tek Devlete Hayır”, “Tek Millete Hayır”, “Tek Bayraka Hayır”, “Tek Vatana Hayır” seçim şarkısıyla cevap vermişti…
AK Parti, MHP’nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak “Kürt seçmene” çok da sıcak mesajlar veremedi. Ama bölge halkı verilecek mesaja takılmadı. Sahada kendisine uzanacak ele daha çok önem verdi. Devletin şefkat eli, bir yıldır terör örgütünün yakıp yıkarak; bölge insanını evsiz, işsiz bıraktığı bir dönemde devleti yanında dururken buldu. Devletin halka “şefkat eli”, terör örgütüne karşı “demir yumruğa” dönüşünce halk nefes aldı. Özgür iradesiyle oy kullanma adına mesafe aldı.
AK Parti ve HDP’nin karşı karşıya geldiği bölge Doğu ve Güneydoğu bölgeleriydir. Kürt seçmen, yaptığı tercihle bu iki partiye verdiği mesajı tüm Türkiye’ye duyurma imkânı buluyordu. 16 Nisan sabahı da sandığa giden bölge insanı yine önemli mesajlar verdi…
Kürt seçmen, “Mevzu vatansa gerisi teferruattır” dedi. Bu sloganı dilinden düşürmeyenlerinse; Haçlı ittifakı ve Batı’nın küstah tehditleri karşısında nasıl diz çöktüğünü de gördük…
Kürt seçmenin kritik desteği ve 1 Kasım seçimlerine oranla HDP’den desteğini çekip AK Parti’nin yanında durması halk devriminin kilit taşı olmuştur. HÜDA PAR’ın ismini seçim boyunca anmayıp, sonuçların açıklanmasından sonra defalarca teşekkür edilmesi bir hatanın telafisi için önemlidir.
Bölge halkı HDP ve PKK’ya, silahların bırakılması konusunda yeni ve önemli bir mesaj vermiştir. AK Parti 1 Kasım seçimine göre bölgede oyunu %40 oranında arttırmıştır. Bu artışın şehir merkezlerinde ve terörün yakıp yıktığı ilçe merkezinde olması ayrıca anlamlıdır. Buradan çıkarılacak ders kırsalda HDP’den kopuş olsa da halk can güvenliği konusunda hala endişelidir.
İddia ile söylüyorum. Devlet bölge halkının can ve mal güvenliğini sağlasın; AK Parti İzmir’de aldığı oy oranının iki mislini Diyarbakır’da alır. İstanbul’da aldığı oy oranın bir buçuk mislini Van ve Mardin’den alır. Siz Cizre, Yüksekova, Çatak, Bismil ve Sur’da vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayın; Beyoğlu, Şişli, Kadıköy, Alanya, Çeşme ve Marmaris’te aldığınız oy oranının iki mislini size taahhüt ediyorum…
Bölge halkı 16 Nisan’da 7 Haziran ve 1 Kasım’da oy verdiği HDP’nin istediği yönde oy kullansaydı; bugün Türkiye büyük bir kaosla karşı karşıya olacaktı…
Kürt halkı, Türkiye’ye “bizim başka vatanımız, ülkemiz yok”, Devlet’e “can ve mal güvenliğimi sağla. Benim devletim sensin”, AK Parti’ye “sana güveniyorum. Sorunlarımızı çözeceğine güvenimiz tam”, HDP ve PKK’ya “siyasete evet, silaha hayır” mesajını açıkça vermiştir…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölge halkı üzerindeki etkisi ve kendisine duyulan sevgi ve güven çok değerli. Bölgeye AK Parti döneminde yapılan yatırımlar ve Kürtlere yönelik yasakları kaldıran siyasi irade; “birlik ve beraberlik” tohumunu atmıştır…
Bu tohumun filizlenip büyümesi zaman alabilir. Sevgiyle, sabrederek bu tohumun çok köklü ve güçlü serpilip bölgeyi kuşatmasına destek olmalıyız!