Pazar günü yapılan Büyük Kudüs mitingindeydim. Peki neden oradaydım sizce? Amacım, Kudüs için kıyama durmak ve işgalci Siyonist İsrail’e yekvücut olmuş Müslümanlar’ı göstermekti. Müslümanlar İstanbul’da da Kudüs için bir araya geldi ve hazırız demekti.
Gitmeseydim Kudüs’te şehit edilenlerin açık giden gözlerindeki hüzünlü bakışları gözümün önünden hiç gitmeyecek ve bana hesap soracaktı. Gitmeseydim yerde sürüklenen Müslümanlar’ın Aksa topraklarından sökülemeyen parmakları ve yerin o elleri sımsıkı tutuşu gözümün önünden gitmeyecekti. O eller boğazıma yapışacaktı.
Kudüs için oradaydım. Ve orada olanların şüphesiz Kudüs için orada olduğuna inanıyorum. Keşkelerin fazlaca bulunabileceği bir miting olduğu çok kişi tarafından dillendiriliyor.
Evet keşkeleri vardı. Oğuzhan Asiltürk’ün konuşması bir keşkeydi mesela. Konuşmalardaki adres göstermeler bir keşkeydi, tarihi boyunca İslami hiçbir tavrın yanında durmamış bilakis karşısında durmuş CHP’nin temsilcilerinin meydanda taltifi keşkeydi vs. vs… Ama bu durum niyetlerin sorgulanmasını ve hatta yargılanmasını hatta ve hatta yargısız infaz yapılmasını gerektirmez. Bu hakkı kimseye vermez.
Bendeniz uzun yıllar MGV içinde bulunmuş ve Milli Görüş çizgisinde bir hayatı benimsemiş birisi olarak siyasi tercihimi bugüne kadar AK Parti’den yana kullandım. Ve mezkûr mitingin organizasyonunda önce çıkan Saadet Partisi’ne hiç oy vermedim ve vermeyi de düşünmüyorum. Bu bağlamda birilerinin parti içi gizli mahfillerinden almış oldukları(!) şizofrenik bilgiler de benim orada bulunuş amacımı tespit edemez, niyetimi okuyamaz. Benim ve benim gibi orada bulunan binlerin niyeti, hiçbir siyasi araştırmayı ya da eğilimi ölçmeye yaramaz. Çünkü orada bulunma niyeti tam olarak Kudüs için ayağa kalkmaktır.
Kuru karalama kampanyası yapan ve oturduğu yerden adım atana saldıran sözüm ona “Kudüs davasını siyasi emellere kurban ettirmem”ci tavrıyla ahkâm kesen güruha da bu iyi niyeti kurban ettirmeyiz. Onlarca STK’nın orada bulunmasını bir siyasi emel uğruna kullanılma yaygarasına kurban ettirmeyiz. Ettirmememiz lazım. Zira Saadet Partisi’nin ‘Biz ve dışımızdakiler’ tavrı Erbakan Hoca’nın mirasıdır. Hocaya yakışan -çünkü Hoca’nın siyasi üslubu ve geleneğine özgü idi bu tavır- bu gömlek/söylem bugün bu mirasın temsilcisi olduğunu iddia edenlere birkaç beden büyük geliyor. Bu yüzdendir ki niyetlerinin samimi olduğuna inandığım bu insanların iş tutuş şekillerini eleştirebiliriz lakin niyetlerini okuyamayız.
Öte yandan yapılan işlere, atılan adımlara bu denli kötü yakıştırmalar yapan niyet okuyucular onlarca STK’nın, binlerce insanın iradesini de hiçe saymış olmaktalar. Yani niyet okuyarak hem Saadet Partisi’ne hem de Saadet Partisi üzerinden meydandaki diğer kurum, kuruluş ve insanların hakkına girmektedirler.
Kudüs için onca yapılması gereken şey dururken atılan ilk adımın önüne geçmektir bunun adı. Yapmayın, etmeyin!
Üzücü olan bir meydanda dahi bir araya gelmede bunca ihtilaf yaşıyorsa bu ümmet nasıl gerçekleşecek beklenen büyük vahdet…