Ve geldik yolun sonuna… Yarın sandık günü, yarın milli iradenin tecelli etme günü.
Ra’d Sûresi 11. ayetinde; “Şüphesiz ki bir kavim, kendini değiştirmedikçe; Allah da onları değiştirmez.” diye buyurur Allah (c.c).
Müsebbibi hakiki olan Allah, müsebbibi zahiri olan ‘toplumun kendini değiştirme iradesini’ kendi iradesini tecellisinin bir vasıtası sayıyor.
Yarın, bu toplum, kendi nefsinde olanı sandığa yansıtacak.
Bendeniz, bildiğiniz üzere AK Parti Bursa’dan 12. sıra adayıyım.
Yaklaşık 50 gündür seçim çalışmaları için arazideyim.
Binlerce insanla (takriben 13-15 bin) yüz yüze geldim.
Gittiğim her yerde, konuştuğum herkesle, bu seçimin ne denli hayati bir ehemmiyeti haiz olduğunu anlatmaya çalıştım, dilimin döndüğünce.
Bunun bir seçim olmanın çok ötesinde bir anlam taşıdığını, bir tür hayat memat meselesi olduğunu ve hatta (abartısız), ‘Kurtuluş Savaşı’ kıvamında bir hususiyete sahip olduğunu ifade ettim hep.
Köhnemiş, çürümüş rejimden kurtulma yahut bu köhnemiş rejime tekrar geri dönerek dünya sisteminin lortlarına bir kez daha ser füru etme makamında bir tercihten söz ediyoruz…
Şer güçler, içimizdeki ‘beyinsizleri’ vasıta ederek dehşetengiz bir koalisyon vücuda getirdi.
Tek hedef; “Dünya 5’ten büyüktür!” ve “Van minıt!” başkaldırısının hesabını sormak!
Herkesi, hepsini tek çizgide topladılar.
Paralel İhanet Çetesi’nin orkestra şefliğinde bütün partiler, medya, sermaye ve sağcı, solcu, ulusalcı, İslamcı eskisi Kemalistler yekvücut haline getirildi.
Topu birden senkronize bir biçimde taarruza geçtiler!
Argümanları farklı gibi görünse de söyledikleri aynıydı hepsinin.
Bunları anlatmaya çalıştım bu süreç boyunca…
Gerek sahadaki çalışmalarımda ve gerekse bu sütunda…
Şimdi, her yerde ifade ettiğim bir hususu bir kez de buradan seslendirmek istiyorum.
Orta yerde ayan beyan bir savaş var.
Savaşın taraflarını yukarıya dercettim.
İçimizdeki beyinsizleri de her vesile ile hatırlattım, ola ki, unuturum diyerek ajandama da kaydettim bu nasipsizleri.
Onların tek hedefi, AK Parti’yi iktidardan uzaklaştırmak, en azından Anayasa’yı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşmaktan uzak tutmak.
Yarın, hangi ölçüde başarılı olduklarını hep birlikte göreceğiz ama ben, bu meselenin ehemmiyetini vurgulamak için şunu söylemek isterim.
Bana dense ki, “AK Parti, Anayasa’yı (hiç olmazsa) referanduma götürecek olan 330 ve üzeri bir milletvekili sayısına ulaşacak ama bunun içinde sen yoksun!”
Hiç tereddüt etmeden, öpüp başıma koyarım!
Hatta bir şeref madalyası gibi göğsüme takarım.
Mesele, kişilerin milletvekili olmasının çok ötesinde, başta da dediğim gibi bir hayat memat meselesidir.
İnşallah, bu halk, şimdiye kadar olduğu gibi yine basiretini konuşturur ve yerel işbirlikçileri ile birlikte dünya sisteminin lortlarını sandığa gömer.
Bu vesile ile 50 günden beri benimle gece demeden, gündüz demeden çalışan tüm ekip arkadaşlarıma yürekten teşekkürler ediyorum.
Allah, hayırlar halk etsin!