Aslına bakarsanız başlığımız konuyu özetliyor. Fakat senden duysa idik diyenler için kastımı açayım. Günümüzde medya organları, ortaya koydukları icraatlar anlamında doğru orantılı, fiil benzerliği bağlamında kolayca kategorize edilebilir bir hal almış vaziyettedir. Umumiyetle ortaya konulmak istenen şey herhangi bir çaba sarf etmeden kes, kopyala, yapıştır mantığı içerisinde nasıl görmek istiyorsa öyle, nasıl göstermek istiyorsa da öyle, ambalajlamadan ibaret bir iş halini almıştır.

Fiilî kategorizasyon bağlamında medyanın tüm kollarıyla fikrî bazdaki (tüm fikirler için taraflılık) ayrışımı görmemek nâkıslıktır. Şahsen ben yandaşlığın/tarafsızlığın bir medya kuruluşu veya gazeteci için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Zira Hakk’ın/doğrunun/hakikatin tarafında olmayan gazeteci zaten gazeteci değildir. Bu bakış açısından hareketle bu alandaki sınıflandırmalar genel içerikleriyle şu şekilde özetlenebilir:

Masa başı yapılan uydurma, yalan dolan, montaj ve photoshop uygulamalı bel altı, o olmasın da ne olursa olsun, onun iyisi de kötü, kötüsü de kötü yayın anlayışı. O kadar tehlikeli, o kadar sapkın bir zihin dünyasına sahiptir ki bu anlayış, sahibini eğer iman eden biriyse dinden çıkarabilir. Ayrıca kaynak gözetmeksizin sadece ve sadece kendi ekmeğinin yağına bakan, söylemek istediğini başkasına -güya medya diliyle- söyleten bu sebeple de yasal yükümlülüklerden kurtulmaya çalışan bir çarpık zihniyet. Söylenilenlerin kahir ekseriyetinin yalan dolan olduğu sosyal medya diye adlandırılan medyanın en yeni kolu referans olarak kullanılabilmekte, rumuzların müfteri çığlığı gazetelere hiçbir filtreden geçmeksizin kolaylıkla aksedebilmektedir. Emperyalist hegemonyanın buyruğunu yayan Batılı kaynaklar bu tür basın yayın kuruluşlarının maalesef başucu kitabı konumundadır. Hasılı bu cenah basın yayın organları fikirsiz fikir serdetmekte, ipsiz kukla olmanın efsûnî hazzını çıkarmaktadırlar.

Ana eksende ilk gruba karşı tepkisel duruş ortaya koyacağız diye ‘onca’ davranmak, karşı fikrin silahı ile silahlanma adına sırat-ı müstakimi bir tarafa bırakıp tali yollara sapmak, habere ulaşma anlamında tembelliği, miskinliği tercih edip hakikatsiz kanallardan beslenerek hakikatin sapmasına yardımcı olmak, vefayı bir tarafa bırakıp boydan büyük lafların altına imzalar atmak, yarın utanılacak yüzlere karşı heveskâr tahrikler sunmak gibi olumsuzuyla olumlu olmaya çalışan bir diğer grup. Bu durum bu grubun imtihanı mesabesindedir.

İlk grubu bilen biliyor. Aslına bakılırsa gazetecilik yapmasalar da işlerini yapıyorlar. Sorun; Hakk’ın kılıcını kuşanma iddiasıyla yola çıkıp hakikatin aynası olmaya gayret edenlerin bu savaş içerisinde yanlarına yanlış silahlar kuşanmaya başlamalarıdır. Her şeye rağmen bel altı vurma ve onura dokunmak -insanlığa müdahale- kabul edilemez. Her şeye rağmen kul hakkına riayet, her şeye rağmen ilm-i siyaset elzemdir.

İstisnalar kaideyi burada da bozmuyor tabii ki. Hakikati Hakk’ın rızası için gündeme dosdoğru taşıyanlar müstesnadır. İhtiyati elden bırakmadan her haberi, her başlığı, her içeriği uzun uzun tartışarak, kul hakkına riayet edip huzur-u mahşere yüzleri ak bir şekilde çıkmanın gayretinde olanları tenzihle, sizleri Allah’a (cc) emanet ediyorum.