İstanbul kar felaketiyle boğuşup, yolda saatlerce mahsur kalanlar donmamak için camilere sığındığında, Avrupa’nın lüks kayak merkezlerinden birisinde tatil yapan İBB sözcüsü Murat Ongun’a Ekrem Bey böyle söylemiş: “Ne diye İstanbul’a geleceksin, keyfine bak!”
CHP’nin bu ülke insanına nasıl baktığını anlatan bundan daha veciz bir söz duymadım? Sırf bu yüzden İmamoğlu’na teşekkür etmek gerek.
Çünkü bugüne kadar, depremde 41 kişinin öldüğü, 607 kişinin yaralandığı ve bazı köylerin haritadan silindiği Elazığ’a uğrayıp soluğu Palandöken Kayak Merkezi’nde alan Ekrem Bey’in düşüncesizce davrandığını sanıyordum. Gerçi patavatsızlığını katıldığı bir televizyon programında sürdürmüş, kayağa gitmesini “Elazığ’da beklentimizin çok altında bir sorun olduğunu gördüğümüz için” diyerek savunmuştu. Fakat bunu da “dilin kemiği yok” diyerek geçiştirebilirdik.
Öyle olmadı. Kronik su ve ulaşım sorunlarının Başkan Erdoğan sayesinde çözüme kavuştuğu laleler ve güller şehri İstanbul’un üstüne bir kâbus gibi çöken zihniyet meğer bu vurdumduymazlığı bilerek sergiliyormuş. 165 milyon lira harcayıp 50 adet deniz taksi mi aldınız? Bu taksiler hiç iş yapmayıp, tersanede çürümeye mi terk edildi? Sorun değil, keyfine bak!
Tüm Türkiye’de en pahalı suyu CHP’nin yönettiği şehirlerin insanları mı ödüyor? Sorma. Antalya’da suyun metreküpü 14, İzmir’de 11, İstanbul’da 8,5 lira iken Malatya’da neden 5, Van’da neden 4 lira olduğunu merak mı ediyorsun? Sorma. Keyfine bak.
Şehrin duvarlarının nefes alan rengârenk çiçeklerine “israf” diyerek hoyratça saldıranların, internette İmamoğlu’nu savunan trol çetesine bir kalemde 502 bin lira ödediğini görsen de hiçbir şey sorma. Ekrem Başkan misafirlerini belediyenin köşklerinde ağırlamak yerine Çırağan Sarayı’na götürüp iki öğünlük yemek için 927.657 lira ödediyse buna israf denir mi? Düşünme, tasalanma, keyfine bak!
Neden akaryakıtı tüm şehirler aynı paraya alırken, Bursa’da aylık abonmana 325, İstanbul’da 602 TL ödendiğini kimse sormasın. Yoksa Ekrem Bey’in morali bozulur. Seçimden önce öğrencilere ücretsiz ulaşım vaat edip, bugün fahiş zammın hiç olmazsa öğrenciler için iptal edilmesini isteyenlere parmak sallayan İmamoğlu’nun önünde hepimiz ceketlerimizi iliklemeli, haddimizi bilmeliyiz. Yoksa öyle bir keyfine bakar ki, İstanbul’u çöp yığınlarının arasından bulup çıkartamayız.
“Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi görmek istiyorsanız, İstanbul’a bakın” demişti Kemal Bey. İstanbul halkı karşısında “tepeden tırnağa bir kibir yumağı” görüyor. Halkın sorunlarıyla dalga geçen kifayetsiz bir muhteris, lale soğanlarını ayağıyla ezdikten sonra elleriyle erguvan demetlerini parçalıyor Kemal Bey. Bir görseniz, siz bile ağlarsınız.
İstanbul’a yoldaşlarınızın desteğiyle seçtirdiğiniz başkanınız için ABD Kongre üyesi Bill Keating, “Türkiye’yi yeniden Batı’nın rotasına çevirmek için oynayacağımız bir kart” demiş. Batılı elçilerle yoğunlaşan trafiğinizden bir fırsat bulursanız şayet, söyleyin de bu kadar pervasız konuşmasınlar. Mahalle yanarken keyfinden saçını tarayanların bile bir onuru var.