Kadınlarımız diyorum, artık her yerde! Onlarla ne kadar gurur duysak(!) azdır! Nerede yoklar ki? Sokaklarda, caddelerde, parklarda, bahçelerde, çarşılarda, pazarlarda, AVM’lerde hep kadınlarımız… Biz erkekler, buraları çoktan gönüllü olarak kadınlarımıza teslim ettik!
Ancak ne kadar modernleşsek de bazı yerlerde kadınlarımız neden ısrarla var olmaya çalışır, oralarda yer almaktan nasıl rahatsız olmazlar anlamıyorum. Fıtratı bu kadar zorlamaktan nasıl bir keyif alıyorlar anlamaya çalıştığımda devreleri yakıyorum!
Mesela reklam sektöründe bu kadar görünür olmaktan, cinselliklerinin bu kadar pespaye bir şekilde kullanılmasından, reklamların et pazarına dönüşmesinden rahatsız olmaz mı kadınlarımız ve kadın dernekleri?
Lastik reklamında kadın, araba reklamında kadın, tıraş bıçağı reklamında kadın, dondurma reklamında kadın, inşaat reklamında kadın, kanalizasyon borusu reklamı var insaf ya hu orada da kadın! Ve reklamlarda bu kadınlar, öyle bir kullanılıyor ki ürünün adı en sonunda çıkmasa pazarlananın ürün değil de kadın olduğunu düşünürsünüz! Ya hu kadının cinsel obje olarak görülmesini istemiyordunuz hani? Kadınlarımız, bu reklamlarda kişiliklerini mi sergiliyor, dişiliklerini mi?
Size bir sır vereyim mi? O vücutlarınız pörsüdüğünde, eliniz kırıştığında, yüzünüz sarktığında, saçlarınız ağarıp döküldüğünde, dişleriniz söküldüğünde, beliniz büküldüğünde o firmalar sizi değil reklam yüzü yapmak, firmalarının önünden bile geçirmezler! İnanmazsanız deneyin diyeceğim de iş işten geçecek o zaman! Kadını evinden, ailesinden, anneliğinden uzaklaştıran ve bunu teşvik eden modern(!) kapitalist sistem için kişilik mi, dişilik mi mühimmiş anlarsınız belki!
Yine erkeklerle özdeşleşmiş belli alanlarda kadınların ne işi olur anlayabilmiş değilim! Güreş, boks, futbol, basketbol gibi erkek için bile oldukça zor ve kaba bu sporların içinde yer alınca kadınların başı göğe mi eriyor? İşinize gelince “Biz nazik, narin, zarif yaratılmışız; bize ona göre davranın, pozitif ayrımcılık yapın” diyeceksiniz, sonra kaba ve itici olan her yerde boy göstereceksiniz! Oh ne âlâ!
Hele bir de bu alanda son yıllarda görünür duruma gelen başörtülüler yok mu? İnsan kafayı yiyecek oluyor! Ya hu başörtüsü takmak, bir iddia sahibi olmaktır: “Ben Allah’ın ayetine iman ettim, ben Müslüman bir kadınım, belli kaygılarım var, bana ona göre yaklaşın!” mesajını vermektir dışarıya. Başörtülü futbolcu, başörtülü basketbolcu, başörtülü hakem! Bacılarım, siz oldukça yanlış anlamışsınız meseleyi! Müslümanlar, hayatın her alanında yer almalı derken biz bunları kastetmemiştik!
Kadınlarımız; hayatın her alanında, her yerde geziyor!.. Ne güzel, ne güzel! Ama onlara söyleyin de ara sıra evlerine de uğrasınlar; belki hanelerimizin bir anneye, bir hanımefendiye, bir anne şefkatine ihtiyacı vardır!
Not:Çarşamba günü aileye, çocuğa, anneye çok önem veren(!) ama çalışan kadını teşvik edip kadını evinden uzaklaştırırken evi ve ailesi için her fedakârlığı yapıp yeni nesilleri, geleceği inşa etmek için evinde kalmayı yeğleyen anneleri bir türlü göremeyen hükûmetimizi ve aileden sorumlu bakanlığımızı yazacağım!.