Bu soruyu, ‘Kadın dernekleri bunu da açıklasın’ başlıklı yazımdan sonra bana ulaşan “Süresiz yoksulluk nafakası mağduru” erkekler ve onların eşlerinin seslerini duyurmak için soruyorum.
Süresiz yoksulluk nafakası, kısa bir süre evli kaldıktan sonra eşlerinden boşanan erkeklerin ömür boyu ödemek zorunda kaldıkları bir ceza…
Üstelik bu parayı çocukları olmamasına rağmen ödüyorlar.
Peki, aynı şartlardaki kadınlar?
Hali vakti yerinde, işi gücü sağlam bir kadın, eşinden boşandığı takdirde neden nafaka ödemiyor?
Bu nasıl bir eşitlik?
Kadın dernekleri bunu da açıklamalı…
3 ay evli kaldığı eski eşine 10 yıldır nafaka ödeyen bir mağdur soruyor:
“Eski eşimden çocuğum yok. Yeni bir evlilik yaptım ve bu evliliğimden iki çocuğum var. Hatalı bir evliliğin cezası ömür boyu çekmek zorundayım. Böyle bir ceza olabilir mi?
Bu insan hak ve özgürlüğünü ve insan hayatını ipotek altına almaktır. Bizim bu çilemiz ne zaman bitecek?
İkinci evliliğimde de bu yüzden huzursuzluk yaşıyorum.
Hukuki hiçbir bağım olmayan birine neden yıllar yılı bakmakla mükellef oluyorum?
Bakmakla mükellef olduğum bir ailem var. Onların rızkını yüzünü bile unuttuğum birine vermek artık benim ve ailemin psikolojisini bozmuş durumda.
Adalet istiyoruz.
Ayrıca ayrı şehirlerde yaşadığımız için gayri resmi evlilik yapıp yapmadığı ile ilgili bilgi de edinemiyorum. Bunun araştırmasını da yaptıramıyorum.
Bu durum eski eşim ve ailesiyle beni karşı karşıya getirmektedir.
On yıldan beri cezasını çekiyorum ve daha ne kadar çekeceğim de hiç belli değil.
Artık bu adaletsiz yasanın düzelmesini ve bizim mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz.
Bu sadece benim mağduriyetim.
Benim gibi yüzbinlerce belki daha fazla mağdur var. 28 yıldır nafaka ödeyen arkadaşlarımız var.
Nafakasını ödeyemeyen ve bu sebeple cezaevine giren arkadaşlarımız bile var.”
Bu nasıl haksızlık, bu nasıl adaletsizlik…
Bir başkası uzman çavuş…
“3 ayda evini terk eden birine her ay maaşımdan 500 TL tedbir nafakası kesiliyor. Haksız iftira ve tazminat davalarıyla uğraşıyorum. Mesleki onurum zedeleniyor bu davalarla.
Boşanmam henüz kesinleşmediği için şehitlik tazminatımı da hak etmeyen birine verecekler diye şehit olmamak için dua ediyorum.”
Buyurun buradan yakın…
Süresiz Yoksulluk Nafakası Mağdurları, bakanlara ve milletvekiline de ulaşmışlar. Hatta bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuş, rapor hazırlanmış.
İsviçre Nafaka Modeli’nin uygulanması talep edilmiş. Nafakanın süreli hale gelmesi istenmiş.
Bakanlar ve milletvekilleri haklı olduklarını söylemelerine rağmen bu konuda bir yasa tasarısı çalışması yapılmamış.
Sebebini de açık yüreklilikle söylemişler; Kadın derneklerinden çekiniyorlar.
Geçen yıl da bir benzeri yaşanmıştı. ‘Erken yaşta evliliklerle ilgili düzenleme’ kadın derneklerinin taarruzuyla Meclis’ten geçememişti.
Bakanlar ve milletvekilleri, kadın derneklerinin ve tabii ki özellikle KADEM’in hışmından korkuyorlar.
Gelen mesaj çok net:
“Anladık ki bizim meselemizi yalnız ve ancak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan çözer.”
İnşallah mesaj kendisine ulaşır ve bu meseleye de el atar.
Talepleri kısaca:
Süresiz yoksulluk nafakasının tamamen kalkması değil. 1988’de 1 yıl ile sınırlıydı. Hakkaniyetli bir şekilde süre sınırı getirilmesini istiyorlar.
Benim talebim de; kadınlar da tazminat ödesinler.
Madem eşitlik var…