İnsanın sorumlulukları oldukça ağırdır.
Bir insan kendi kendine şunları diyorsa:
“Ben işimi hakkıyla yapıyorum, kimsenin malında gözüm yok.
Hırsızlık yapmıyor, yalan söylemiyor, çocuklarımın geleceği için çalışıyorum.
İbadetlerimi yapıyor, zekâtımı veriyor, namazımı kılıyor, hacca gidiyor, fakire fukaraya yardım ediyorum…”
Bunları yapınca kendine karşı olan sorumluluğunu yerine getirmiş olur mu?
Eh işte…
Peki, bunlar yetmez mi iyi bir insan olabilmek için?
Hayır! Yetmez. Yetmemeli de…
Her birimizin topluma karşı sorumlulukları da var…
İnsanların yürüdüğü yollar bozuksa,
İnsanların oturduğu evler çürükse,
İnsanların kullandığı toplu taşıma araçları pahalı veya bozuksa,
Trafik yoğun, keşmekeş hâlindeyse,
Şehirlerin altyapısı kötüyse,
Her köşe başında çocuklarımızın geleceğini tehdit eden meyhaneler, tekel bayileri varsa,
Çocuklarımızın oynayacağı oyun alanları, yaşlılarımızın kendilerini eğleyeceği yeşil alanlar yoksa,
Şehir merkezlerinde yeterli yeşil alanlar, kültür merkezleri, kütüphaneler yoksa,
Otopark çilesi varsa,
Şebeke suları sadece bulaşık ve çamaşır yıkamak için kullanılıyorsa,
Arabalar yollarda sürekli çukurlarda debeleniyorsa,
Şehir, çocuklar ve gençler için güvenli değilse,
Şehre ait gayrimenkuller satılıp paraları reklam ve algı operasyonları için kullanılıyorsa,
Belediyelerin kasalarından kişilere özel harcamalar yapılıyorsa,
Teröristlerin destekçileri belediyelerde iş imkânı buluyorsa,
İhaleler başkana destek verenlere peşkeş çekiliyorsa…
Kentsel dönüşüme ayak direniyor, binalar depreme uygun hâle getirilemiyor, binlerce canın ölümüne sebep olunuyorsa,
Verilen sözlerin tamamına yakını gerçekleşmemişse,
Ve daha sayamayacağımız yığınlarca kötülükler!
Senin vereceğin oy da bu tür kötülüklere sebep olacaksa…
Tertemiz ve dürüst bir insan olmuş oluyor musun?
İbadetlerini tam yapman seni temize çekiyor mu?
İyilerin gelmesine mâni olmak sana yük yüklemiyor mu?
Yani demem o ki…
Vereceğin her oy ya askere kurşun oluyor ya münafıklara makam oluyor!
Tüyü bitmedik yetimin hakkını haramilere teslim etmiş oluyorsun.
Kötüye verilen oy, seni kötü yapıyor.
“Zulme rıza zulümdür!”
Sandığa oy attığın andan itibaren başlıyor senin sınavın.
Kaçış yok!
Ben oyumu verir, gerisine karışmam; kim çalmış, kim iş yapmamış beni ilgilendirmez diyemezsin.
Seni seçimlerin iyi ya da kötü insan yapar.
Arabanı bile bile kötü ustaya götürür müsün?
Çocuğunu bile bile kötü öğretmene teslim eder misin?
Şehirler de senin sorumluluğun altındadır.
Emaneti ehline vermezsen vicdanın peşini bırakmaz!
Hele bir de “benim oy vereceğim daha dürüst” diyerek kazanamayacak birine oy verip daha beterin seçilmesine sebep oluyorsan vay hâline!