İsrail askerleri geçen sabah Aksa’ya baskın düzenleyerek içeride bulunan cemaate saldırı düzenlemiş. Kıble Mescidi’nden içeriye postallarıyla giren askerler 5 kişiyi gözaltına almış.

Sana ne!

Sen kimsin ve bu meseleyi hangi saikle önemsiyorsun? Filistin meselesinde ilk düğmeyi yanlış iliklediğimiz için aşağıya doğru her şeyi yanlış ilikleyerek gidiyoruz.

Filistin bir şuur meseledir. Gazze, Batı Şeria, Kudüs diye parçalara ayrılmış, -İsrail / Filistin- arasında süregelen siyasi bir mesele değil Müslümanların temel meselesidir.

Filistin bir diplomatik mesele değil dünyaya neden geldiğimizin bu çağdaki imtihanlarından biridir.

Başa dönelim ve ilk düğmeyi doğru ilikleyerek devam edelim.

Birinci düğme: Filistin’i Müslüman olduğumuz için önemsiyoruz ve meseleye bakış açımız; İslam.

Öyleyse; İbrahim (as) bizim atamızdır ve Filistin dünyanın bütün Müslümanlarının ata yurdudur.  Filistin, bütün Müslümanların ilk kıble istikameti, kadim memleketidir. İsrail diye bir devlet yoktur, işgalci bir çete vardır. Orada bir tane ülke vardır ve adı Filistin’dir. İsrail denilen topluluk hayatlarının son 2 bin yılını başka ülkeleri işgal ederek dünyayı dolaşan gezgin bir çetedir. Filistin’in işgal edilmesi 1848’de İngiliz hükumetin bir genelgeyle Filistin’deki konsolosluklarını Yahudilerin himayesine vermesiyle başlamıştır.

Böyle değilse; İsrail askerlerinin oralarda postalla dolaşması seni ilgilendirmez çünkü adam kendi ülkesinde istediği gibi dolaşır. Kimse boşuna numara yapmasın.

İkinci düğme:Siyonist çete işgal ve yok etme planı uyguluyor. Olaylar siyasi kargaşa değil bir ülkenin santim santim işgal edilmesi ve Müslümanları, Siyonistlere alan açmak için öldürülmesidir.

Öyleyse; İsrail’in işgali durdurmasını ve öldürmekten vaz geçmesini istemek ya gaflettir ya da günü kurtarmak için numara yapmaktır. İsrail bundan geri dönmez! Bir Siyonist’e, Filistinlileri öldürmeyin hatalarınızı düzeltin, işgali durdurun ve ve Filistin’den çıkın demek Siyonizmi bilmemektir. Siyonist işgali ve Siyonist katliamları diplomatik krizmiş gibi okumak tarihe ihanettir, İslam’a ihanettir.

Böyle değilse; Bizim İslam ve tarihle gerçek bir bağımız yoktur. 1920 yılında Filistin’de İngiliz Mandasını kuran “Büyük Britanya Krallığı’nın”, 1923 yılında kurduğu başka bir ülkeyiz ve ona göre hareket ediyoruz demektir. Numara yapmayın!

Üçüncü düğme: Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri İstanbul’u vahiy temelli bir emir üzerine fethettiğinde bu memleketi kime hediye etti? Cebinde Türkiye Cumhuriyeti Kimliği olanlara mı, yoksa İslam alemine mi? Cevap İslam alemine.

Öyleyse; Osmanlı Ordusunun kahraman Filistinli komutanlarının ve askerlerinin torunları, başta İslami temelden ve sonra tarihten gelen  meşru haklarla özbeöz Türkiye vatandaşıdırlar. Filistinlilere vize uygulamak ayıptır, züldür, zillettir. Filistin, tarihi ve hukuki zeminlerde Türkiyeliler için memlekettir. Türkiye, tarihi ve hukuki zeminlerde Filistinliler için memlekettir. İsrail’e vize uygulamayıp, Filistinli kendi vatandaşlarına vize uygulayan Türkiye tam tersini yapmalıdır. İsrailliler vize uygulanmalı, kefil şartıyla Türkiye’ye almalı, sınırlarda İsrailliler saatlerce aranmalı, içeri alınanlara ne yaptıklarını polise rapor verme şartı koyulmalı ve içeri giren bir siyonist her ne zıkkım için geldiyse bir an evvel yapıp çıkıp gitmeli.

Böyle değilse: Filistin’e vizeleri kaldıran Venezuela’ya bakıp utanmaya ve diplomatik kılıflar bulmaya devam edelim. Kimse boşuna numara yapmasın.

Filisin meselesi bir şuur meseledir. Bir imtihandır. Ben Erem Şentürk olarak, meseleyi kavrayamadığım için, “denge” denilen bir putun etkisi altına girdiğim için, İsrail şöyle güçlü, böyle zengin diye diye kara propaganda yapan Müslümanların etkisi altında kaldığım için, korkak olduğum için ve bencil olduğum için İsrail öldürmeye devam ediyor. Filistinliler şehit ben zelil oluyorum. Allah Affetsin