Geçtiğimiz hafta, İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. İslam Zirvesi’ni yerinde izledim. İslam İşbirliği Teşkilatı, 57 üye ülkesiyle, 1,7 milyar Müslüman nüfusu kapsayan dünyanın en büyük ikinci uluslararası örgütü.

İİT’nın 57 üye ülkesinden 21’i, dünyadaki en az gelişmiş 36 ülkesi içinde. Bu nedenle, zirvede özellikle üç konuda işbirliği ve ilerlemeye önem atfedildi. Bunlar; gıda güvenliği, mesleki eğitim ve KOBİ’lerin desteklenmesi. Sayın Cumhurbaşkanımız zirvedeki konuşmasında, IŞİD, Boko Haram ve Şebab gibi terör örgütlerinin bir barış dini olan İslam’la hiçbir zaman bağdaşamayacağını, bu örgütlerin birkaç terör eylemi haricinde diğer tüm terör eylemlerinde Müslüman ülkeleri ve Müslümanları hedef aldıklarını ifade etti.

Batının terör örgütleri noktasındaki ikircikli tavrına dikkat çekti. Paris, Brüksel’deki terör saldırılarını gündemine alan Batının, İstanbul, Ankara ve Lahor’daki IŞİD saldırılarını görmezden geldiğini ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımız, Suudi Arabistan’ın öncülüğünde gelişen teröre karşı İslam ittifakı insiyatifinin desteklenmesi gerektiğine de vurgu yaptı. ‘İslam ülkeleri niçin terörle mücadelede başkalarından yardım istiyor?

Oysa ki başkaları müdahale ederken bölgeye huzur, istikrar gelsin, barış olsun diye değil, petrol için, kendi ülkelerinin çıkarları için müdahale ediyor.’ dedi. Bu bağlamda, zirveden bir İslam ordusu ve İslam Interpolü kurulması ile ilgili kararlar çıktı. Dünya nüfusunun dörtte birine sahip İslam dünyasını temsilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde tek bir ülke olmamasını da haklı olarak eleştirdi. Küresel karar verme mekanizmalarında temsil adaletsizliği olduğuna vurgu yaptı. ‘Önemli kararları sadece beş ülke veriyor, işlerine gelmediğinde ise en haklı mevzularda dahi veto haklarını kullanıyor bu beş ülke. Peki kendisi adaletsiz olan bu teşkilat dünyaya nasıl adalet götürecek?’ dedi. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi pek çok ülkenin hala hem KKTC hem de Kosova’yı tanımamalarını ise eleştirdi. PKK ve PYD’nin terör örgütleri olduğunu ve Rusya’nın Moskova’da terör örgütü PKK’nın ofis açmasına izin vermesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Zirvenin sonuç bildirgesinde, Ermenistan Karabağ işgali yüzünden kınandı. Ermenistan’ın Yukarı Karabağ’dan tamamen çekilmesi için çağrıda bulunuldu. İran’ın ise Somali, Irak, Suriye, Bahreyn gibi ülkelerin içişlerine karışmasından ve terör örgütlerine destek vermesinden duyulan üzüntü ifade edildi. Terör örgütü Hizbullah kınandı.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmasında en çok beğendiğim nokta hiç kuşkusuz kadın vurgusuydu. Sayın Cumhurbaşkanımız: ‘Kadınların güçlendirilmesi, eğitimden iş hayatına çok daha etkin roller üslenmeleri için gayret etmeliyiz’ dedi. Bu konuda radikal adımlar atılması gerçekten şart. Neden bundan sonraki İİT Genel Sekreteri bir kadın olmasın? Bu tüm dünyaya barış getirecek tarihi bir adım olacaktır. Çünkü kadınlar barış yapıcıdır.