“İslam Dünyası’nda Ortaklık ve Kalkınma” konulu IV. Uluslararası TASCA Forumu (1), 20-24 Aralık 2018 Antalya’da, 30 farklı ülkeden iş, eğitim ve gönüllü sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. İslam ülkelerinin millî servetlerini doğru ve adil yönetmeye, kendi aralarında millî paraların kullanımını yaygınlaştırmaya, Müslüman halkların hak ettikleri refah düzeyini yakalamak için işbirliği ve ortaklık imkânlarını geliştirmeye odaklanan forum toplantısında genel ve paralel oturumlarda elliyi aşkın tebliğ sunuldu.

Engellilerin kalkınma sürecine katılımı bağlamında Beyaz Ay Derneği örneğinin İslam dünyasında yaygınlaşmasının teşvik edilmesi, farklı alanlarda ortak akademik dergiler yayımlanması, bilimsel, iktisadi ve ticari işbirliklerinin yaygınlaştırılması, bilimsel eserlerin Arapçadan Türkçeye ve Türkçeden Arapçaya tercüme edilmesi için özel bir kurum oluşturulması, yükseköğretimde öğrenci ve öğretim üyesi değişim programlarının desteklenmesi gibi tavsiyelerle sonuçlanan forum toplantısında sunduğum tebliği özetle sizlerle de paylaşmakta yarar görüyorum.   

Önce kavramlarda mutabakat sağlamak

Kalkınmanın önemli bir aracı olarak yükseköğretimin iyileştirilmesi ihtiyacını tartışmaya geçmeden önce sözlerimin doğru anlaşılması için temel kavramları hangi anlamda kullandığımı belirtmek gerekmektedir. Bu çalışmada;

İslam dünyası deyince İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) üye 57 ülke,Yükseköğretim deyince liseden sonraki ön lisans, lisans ve lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) düzeyindeki örgün eğitim ve öğretim programları,İyileştirme deyince niteliğin (kalitenin) yükseltilmesi,Kalkınma deyince de sadece ekonomi alanında değil, bir ülkenin topyekûn gelişme ve ilerlemesi kast edilmektedir. Mesela Türkiye dünyada ekonomik büyüklük sıralamasında 17. sırada olmasına rağmen en iyi üniversiteler sıralamasında ilk 500 üniversite arasında sadece 2 üniversitemiz vardı. Eğitim, kültür ve insani gelişmişlik sıralamalarında ise çok gerilerdeyiz. Bu göstergeler kalkınmanın salt ekonomik bir mesele olmadığının yeterli delilidir.

Ortak sorunlarımıza elbirliğiyle ortak çözümler geliştirebilmek

İslam dünyası, büyük çoğunluğu ortak olan sorunlarına ortak çözümler geliştirmek zorundadır. Tüm İslam dünyası olarak birlikte gelişecek ve elbirliğiyle ilerleyeceğiz. Aramızda muhabbet ve hukuk oluşması için daha sık bir araya gelmeliyiz. Birbirimize karşı saygıyı ve sevgiyi esas alan İslam kardeşliği hukuku çerçevesinde çok boyutlu işbirliklerini gerçekleştirebilmeliyiz. Bunun için öncelikle, son 150 yılda aramıza örülen siyasi ve psikolojik duvarları aşabilmeli, sırtımızdaki lüzumsuz kamburlardan kurtulabilmeliyiz. Müslüman topluluklar olarak ayırıcı değil birleştirici özelliklerimizi ön plana çıkarmalıyız.

Yükseköğretim kurumlarımızda fakülte ve bölümlerin öğrenci kontenjanları, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda ve ülkenin değişim hızıyla uyumlu şekilde planlanmalıdır. Aksi takdirde sadece gençlerimizi değil, bütçeden yükseköğretime ayrılan büyük payı da israf etmiş, ülkenin geleceğini tehlikeye atmış oluruz.

Çeyrek yüzyıl sonra bugünkü mesleklerin bir kısmı tamamen yok olacak, yüzlerce yeni meslek ortaya çıkacaktır. Eğitim stratejimizde Hz. Ali’nin (r) “Çocuklarınızı yaşayacakları zamana göre yetiştirin.” tavsiyesini şiar edinmeli, eğitim planlamamızı bu yönde yapmalıyız. Mesela, blokzincir ve dijital para, yapay zekâ, yeni yönetişim modelleri, ileri problem çözme teknikleri, sosyal sağlık vb. yeni alanlarda meslek icra edecek gençleri yetiştirecek yeni müfredat programları geliştirmeliyiz.

Farklı alanlarda çok dilli ortak bilimsel süreli yayınlar neşretmeli, ortak bilimsel yayıntarama indeksleri oluşturmalıyız. Dünyanın en iyi yüz, en iyi beşyüz ve en iyi bin üniversite sıralamasındaki yer, sayı ve oranımızı yükseltmek için bir zaman cetveli ilan etmeli ve bu taahhüdümüzü yerine getirmek için ciddiyetle çalışmalıyız.

Marifet iltifata tâbidir. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinde gençlerin siyaset, sanat, spor, ticaret gibi alanlar yanında akademiye de yönelmelerini özendiren ‘teşvik ve ödül programları’ ihdas edilmeli, mevcutlar geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

Irak, Suriye, Yemen vb. savaş ve çatışmaların devam ettiği İslam ülkelerinde eğitim faaliyetlerinin aksamaması için İİT tarafından özel bir “Olağanüstü Dönem Eğitim Programı” hazırlanmalı ve bu program İslam Kalkınma Bankası tarafından finanse edilmelidir. Bu vesileyle, Sırp-Bosna savaşı sırasında eğitim faaliyetlerini hiç aksatmadan sürdüren bilge önder Aliya İzzetbegoviç’i rahmetle yâd ediyoruz.

Eğitim felsefemizi güncelleyebilmek

Gelecekte gençliğin boşluğa düşmemesi için eğitim felsefemizi aşağıdaki ilkeler doğrultusunda güncellememiz icap etmektedir:

Sünnetullahı, Allah’ın tabiata, topluma ve insana vazetmiş olduğu kanunları keşfetmek ve bu kanunlara uygun davranmayı öğretmek eğitim sistemimizin ana hedefi olmalıdır.Yeni bilgiler ve fikirler üretebilmeleri için âlim ve aydınlarımıza gerçek bir özgürlük atmosferi oluşturulmalıdır. Aksi takdirde gelişme ve ilerleme sağlanamaz.Bilgiyi dinî-dünyevî diye iki kategoriye bölmekten ve bunları birbirinden uzaklaştırmaktan bütünüyle vaz geçmeliyiz.Batı medeniyetinin ürettiği iyi standartları, makul ilkeleri ve güzel uygulama modellerini dikkate almalıyız. Tepkisel tavırlarla onları toptan reddetmek ifrat, Batı’nın ortaya koyduklarını erişilmez ya da aşılmaz en mükemmel örnekler olarak görmek de tefrittir. Onlardan da yararlanarak daha iyisini biz ortaya koymalıyız.

Yükseköğretim kurumlarımızı iyileştirebilmek

Toplumların gelişip ilerlemesinin öncelikle düşünce düzleminde başladığı bilinen bir gerçektir. Düşüncenin gelişmesinde yükseköğretim kurumlarının ve akademisyenlerin katkısı ise tüm dünyada kabul gören bir olgudur. Dolayısıyla, akademik kadrolar başta olmak üzere yükseköğretim kurumlarında gerçekleştirilecek iyileştirmeler toplumun topyekûn ilerlemesine stratejik bir katkı sağlayacaktır.

Acı bir gerçektir ki, İslam dünyasında küresel başarı listelerinde ilk beşyüze girebilen üniversite sayısı yok denecek kadar azdır. Bu sonuç yükseköğretimin organizasyon yapısıyla ilgili yetersizliklerle de bağlantılı olduğu gibi daha ziyade müfredatın muhtevasıyla ilgilidir. Batıdan ithal edilen bilgiyi olduğu gibi aktarmakla yetinmek yerine kendi değerlerimiz üzerinde yükselen özgün bilgi üretme ödevinde olan üniversitelerimiz, İslam dünyasının asırlarca sürdürdüğü bilimsel keşif ve icatlardaki öncülüğüne yakışır yeni bir ivme yakalamak zorundadır.

Özgün bilgi üretimi; özdeğerlerinin farkında olan şahsiyetli ilim adamları tarafından ve İslam dünyasının tarihî müktesebatı titizlikle incelenerek hazırlanacak kendimize has müfredat programlarıyla mümkün olabilecektir. İslam dünyasında yükseköğretimin iyileştirilmesi yoluyla kalkınmayı, gelişmeyi ve ilerlemeyi sağlamak için;

Çalıştay, kongre ve konferans gibi etkinlikleri daha sık ve daha nitelikli şekilde düzenleyerek,Konuya özgü yazılar, makaleler ve raporlar yayınlayarak,Akademik kadroların daha nitelikli hale getirilmesine yönelik özel programlar geliştirip uygulayarak,Değişen ihtiyaçlara uygun alternatif müfredat programları geliştirerek,

İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde örnek alan üniversiteleri kurarak,İslam Dünyası Üniversiteler Birliği, İslam Dünyası Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü gibi yeni üst kuruluşlar oluşturarak

yüksek bir bilinç ve yeni bir akım oluşturmalıyız.

Böylece hem mensubu olduğumuz İslam medeniyetine layık bir yükseköğretim organizasyonu gerçekleştirebilecek, hem de insanlığın ortak medeniyet birikimine kalıcı katkılar yapılabileceğiz.

Yükseköğretim kurumlarımızın uluslararasılaşmasını sağlamak

Yükseköğretim kurumlarında uluslararasılaşma, kalitenin ve rekabetin çok mühim bir aracıdır. Bu sebeple İslam dünyasının tüm yükseköğretim kurumları arasında etkili iletişim ağları geliştirmeli, öğrenci ve öğretim üyesi değişim programlarını çeşitlendirmeli ve hızlandırmalıyız.

Her yıl 7 milyon öğrencinin değişim programlarından yararlandığı günümüz dünyasında İslam ülkelerindeki üniversiteleri tercih edenlerin çok az oluşu bizi harekete geçirmelidir.

Yalova Üniversitesi tarafından 17-18 Kasım 2018 tarihlerinde Armutlu’da gerçekleştirilen “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Çalıştayı”nda Rektör Prof. Dr. Suat Cebeci Hoca’nın altını çizdiği gibi uluslararası arenada kimliğimiz ve kişiliğimizle sağlam şekilde var olabilmek için;

a) Bilgiye ulaşmak, bunun için işbirliği imkânlarını ve iletişim kanallarını açık tutmak,b) Bilgiyi üretmek, araştırma imkânlarımızı güçlendirmek, problem çözme odaklı alan araştırmaları yapmak,c) Bilgiyi işlemek, yani üretilen bilgiyi hayata uygulayıp istifade etmek gerekmektedir.

İnsanlık olarak dünyadaki temel görevimiz yeryüzünü imar etmek ve adaletli sosyal sistemler kurmaktır. Allah ve insanlık nezdindeki değerimiz ürettiğimiz değerler nispetinde olacaktır. Bu yüzden, İslam kardeşliğini zedeleyen anlamsız çatışmaları bütünüyle terk edip vaktimizi ve enerjimizi elbirliğiyle kalkınmak için harcamalıyız. Zira İslam ülkeleri birlik ve beraberlik sağlayıp güçlenerek dünyanın yönetiminde etkili olmadığı müddetçe sadece İslam dünyasında değil, dünya genelinde kalıcı bir barış sağlanamayacak, farklı kültür ve medeniyetler uzlaştırılamayacaktır.

Eğitim, bilim ve araştırma alanlarında farklı bakış açılarına sahip ilim adamlarını birlikte çalıştırmak ve böylece hepsinin daha geniş ufuklar kazanmasını sağlamak maksadıyla, İİT ülkelerinde mevcut binlerce üniversitelerimizin uluslararasılaşabilmesi için önerilerimiz şunlardır:

Çeşitli hibe programlarından etkin bir şekilde yararlanılması için her üniversitede bir “Değişim Programları Birimi” kurulması,Ülke içinde ve İslam ülkeleri arasında yükseköğretim hareketlilik projelerinin çeşitlendirilmesi,Üniversitelerimizin mevcut ulusal ve uluslararası işbirliklerinin ortaya konulması,Öğrenci ve personel hareketliliğine imkân tanıyacak bölüm bazında kurumlararası anlaşmaların arttırılması,Değişim programlarının başarılı sonuçlar verebilmesi için başka ülkelere gidecek personel ve öğrencilerin belirli düzeyde yabancı dil yeterliliğinin sağlanması,Üniversitelerimizin uluslararası platformlarda tanınırlığının arttırılması için çok dilli tanıtım çalışmalarının yapılması, özellikle sosyal medyanın etkin kullanılması,

Her üniversitemizin ulusal, İslam ülkeleri arasında ve küresel ölçekte yeniliklerin ve iyi uygulamaların değişimi için stratejik ortaklıklar yoluyla yenilikçilik ve girişimcilik odaklı işbirliğinin sağlanması,Her üniversitemizde “Kurumsal Kalite Geliştirme Birimi” kurulması ve titizlikle çalıştırılması,İİT hükümetlerinin eğitim ve ar-ge faaliyetlerine genel bütçeden daha büyük pay ayırması,Sadece ders almak ya da ders vermek için değil, staj yapmak maksadıyla da değişim programlarından hibe desteği alınabilmektedir (2). İİT bünyesinde de bir staj değişimi programı uygulanmakla birlikte yeterince tanınmadığı için beklenen verim alınamamaktadır (3).Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030 Programı’nın (4) “Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese hayat boyu eğitim imkânı tanımak.” başlıklı 4. Maddesinde yer alan tavsiyelerden yararlanılması,Öncelikle D8 (Gelişmekte Olan 8 Ülke) Teşkilatı, ardından İİT çatısı altında İslam dünyası çapında ortak bir eğitim stratejisi ve felsefesi belgesi oluşturulması, coğrafi, kültürel ve mesleki alanlara göre ayrışan, yerel ihtiyaçları dikkate alan müfredat programlarının desteklenmesi.

Tebliğler kitabı yayımlandığında diğer tebliğlerden de sizlere bir özet sunabilmeyi isterim. İlgili kurum, kuruluş ve mercilerin dikkate alması ve istifade etmesi umuduyla…

Kaynaklar:  

TASCA-TASEN, www.tascatasen.com, 24.12.2018.Ulusal Ajans; www.gov.tr, 23.12.2018.İslam İşbirliği Teşkilatı Uluslararası Staj Programı (OIC Intern); www.oicintern.org, 23.12.2018.

http://unesco.org.tr/dokumanlar/duyurular/skh.pdf, 13.05.2017.