Önce sosyal medyada balonlarını patlatarak giriştiler algı operasyonlarına. İki hakim cüppesi giyen kişi sonradan anladığımız kadarıyla yetki gaspı yaparak tüm hukuk sistemine ve devlete meydan okurcasına, bürokrasi içersine çöreklenerek ülkeyi ele geçirmeye çalışan FETÖ çetesinin tutuklu üst düzey yöneticilerini tahliye kararı almışlar.
Göze aldıkları risk ve sergiledikleri cüret takdire şayan her şeyden önce. Çetenin “haşhaşi” tanımlamasını ne denli hak ettiklerini tam olarak gözlerimize sokuyor adeta. Kendimizi feda ederiz, ama size de bedel ödettiririz diyor örgütün yeni deşifre olmuş bu iki üyesi, Hasan Sabbah’ın “atın kendinizi kuleden aşağı” talimatına direkt cennete gidecekleri imanıyla bir an bile tereddüt etmeden yerine getiren, Selçuklu saraylarına sızıp öleceklerini bile bile devletin önde gelenlerine suikast yapmaktan geri durmayan militanları gibi.
Yeryüzünde savrulan çerçöp gibiler, Pensilvanya’daki bir şizofrenik meczubun yayınladığı rüyaları, duaları ya da bedduaları bunları harekete geçirebiliyor. Vatan, ülke, ülkü, ilke, devlet, tarih, gelenek, gelecek, din, diyanet, milliyet gibi asgari müştereklerimizden kendilerini soyutlamışlar ve yok hükmünde sayıyorlar ki, ümmet, coğrafya İslam ve insanlık hak getire.
Yeni bir tarikat, bir mezhep ya da bir din olarak kendilerini tanımlasalar belki makul görülebilirlerdi. Ancak onlar sapkın inançlarıyla aynı zamanda bürokrasideki güçlerine güvenerek Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirip Siyonist odaklara peşkeş çekmek adına bir kaç darbe girişiminde bulundular. Başaramayınca da şirretleştikçe şirretleştiler ve daha önce her vesileyle kavga ettikleri, hatta onlara yaşam alanı bırakmayı dahi düşünmeyen ya da kendilerinin asla tahammül edemedikleri merkezlerle sırf AK Parti ve Erdoğan nefretiyle “düşmanımın düşmanı dostumdur “ilkel düsturuyla birliktelik yapmaktan kaçınmadıklar. Sırf varlıklarını biraz daha sürdürebilmek adına bugüne kadar din ve mukaddesat adına ileri sürdükleri tüm iddialarından vaz geçtiler. Şeytan bizatihi “Ben şeytanım, elimde çok önemli planlar var size yardım etmeye geldim” dese onunla da acil işbirliği yapmaktan çekinmezlerdi. Belki bu da olmuştur, bilemiyorum.
Millete, devlete ve bu ülkenin büyüklüğüne meydan okudular. Ucuz bürokratlarıyla geleceğimizi söndürmek istediler, ihanette sınır tanımadılar. Çok planlar yaptılar ve yapıyorlar. Ama bir bir başlarına geçiyor çok şükür, ancak bu milleti çok yorup, enerjisini boş şeylere harcatmayı becerebiliyorlar.
İyi ki bu dönemde yetkili biri değilim,yemin olsun bu hain haşhaşileri pis tokatlardım, en azından içimden geçen bu…
Selam ve duayla…