– Melankoliden bahsetmeyeceğim ya da seçilmiş, tercih edilmiş yalnızlık palavrasından, ya da şiirlerde geçen romantik yalnızlıklardan. Çaresizlikten, zamanla hayatlarınızda kimsenin olmayışından bahsedeceğim.
– İnsan “kendim” dediği kucaklaşmayı özlediği için kabuğuna sığınır ama sonrasında ne istediğini bilmez, anlamsız bir haz arayışında çabalayıp durur.
Sevdiği şeyin, yani benliğin zaaflarla ve sefaletle dolu olduğunu bilemez.
Halbuki vitrinlerde yansıyan gölgelerinin ötesine geçip aslında olduğu kişiyi kucaklayabildiğinde var olacağını bilmez. Socrates’inde dediği gibi; “kendini bil”. Mutlu olmak için. Hepsi bu.
– Herkes kadar sıradan olmaktansa yalnız kalmayı göze almanın erdemini dinledik durduk yıllarca. Göklere çıkarılan yalnızlık metaforu aslında kocaman bir balonmuş. Yalnızlık övenler; kendi sözlerine yenildi, kendi hayallerine yenildi.
– Gelip geçici olanın hükmünde sürüyor yaşamlarımız. Heyecanla geçiştiriyoruz kendimizi. Tükenmişlik sendromu ve depresyon, maalesef bunlara çıkış kaçınılmaz oluyor. Peki o halde kendisine karşı bile adil olamayan insanın evi neresidir, yalnızlık mı?
– Tarkovski’nin “kadim ve tutkulu” diye bahsettiği yalnızlık öleceğini bilen, tekâmülü verilen ve ebedi bir yalnızlığı olacak insan için beşeri dünyada anlamını yitiriyor.
– Son dönemde ciddi psikolojik ve sosyolojik travmalar yaşayan insanoğlu için yalnızlık, sonu kaçınılmaz bir intihara sebebiyet verecektir. Fizyolojik ihtiyaçlardan sonra gelen temel üç ruhsal gereksinim olan; “Var olma, anlamlı ve değerli olma” ihtiyaçlarının yalnızlıkla giderilemeyeceği açık ve nettir.
– Kişinin kendisini yalnızlıkla var etmeye çalışması, benide görün demesinin bir yolu olarak yalnızlığı kullanması tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yol açmakta. İnsanlar neden yalnız kaldığımızı anlarlar sanıyoruz. Hayır, anlamazlar. Zamanla bu durum onların umrunda olmadığını anlarsın ve o an senin için geri dönülmez bir yolun başlangıcıdır.
– Mükemmel değildik belki de hiç olamayacağız. Mutlu mesut da değildik belki kahrolacağız. Yıkılmadık değil yıkıldık belki ama ayakta kalacağız!
– Yeni bir umut mevcut hasarın enkaz yığınlarının üzerinde değil temiz vicdanlara, dürüst kalplere ve sorumluluk sahibi insanların omuzlarına inşa edilecektir.