Hatırlayacağınız üzere; tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiği fikrini ortaya atan partiler CHP ve HDP olmuştu. AK Parti ve Cumhurbaşkanı’nın teröre destek veren HDP’li milletvekillerine yönelik dokunulmazlıkların kaldırılması durumu, ‘’yiyorsa gelin tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım’’ söylemi ile karşı karşıya kalmıştı.

Tam da akıllı siyaset uyguladıkları fikri ile kendilerinden geçmişken, Başbakan Davutoğlu çıkıp ‘’haydi o zaman herkesinkini kaldıralım’’ açıklamasını yaptı ve bir gün içinde cevap istedi. Büyük bir siyasi deha ile yapılan bu taktik ile düşünmeye fırsatı kalmayan partiler de mantık gereği o gün içinde hemen onaylamak zorunda kaldılar teklifi.

Buraya kadar abes bir durum yok. Sürecin ince ayrıntısına girmeden sonuca gidelim: Davutoğlu’nun teklifi; AK Parti, Cumhurbaşkanı ve MHP tarafından tereddütsüz bir şekilde kabul görüyor şuanda.

Referanduma gidilmeden yapılacak bir madde değişikliği için 367 oy gerekiyor. AK Parti+MHP: 356’yı buluyorlar birlikte. Verilecek kayıplar da hesaba katılırsa hemen hemen CHP+HDP cephesinden 20 oy gerekli ve yeterli. Fakat 140 milletvekili olan CHP’den 20 oyun bile çıkması zor gözüküyor. HDP’nin tavrı zaten belli. Bu yüzden yapılacak oylama sonucu 330’un üstünde ve 367’nin altında bir oy çıkacağı öngörülebilir. Bu da yapılması istenen değişikliğin, halka referandumla sunulması demek.

CHP’de, parti içinde teklifi kabul eden kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da: ‘’bu teklifin Anayasa’ya aykırı olduğunu bildiğimiz halde destek vereceğiz’’ diyor. İçi yana yana söylese de bunu; son zamanlarda CHP’nin HDP ile birlikte olduğu ve terör destekçileriyle birlikte hareket ettiği söylemleri onu bu teklifi kabul etmeye mecbur kıldı. Mantıklı bir hareket olduğunu kabul etmek lazım.

Birincisi: Büyük demokrasilerin olduğu tüm ülkelerde terörü destekleyen partilerin kapatılması ve milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması olağan bir durum teşkil ediyor. İhlal edildiği iddia edilen Anayasa’nın 83 ve 88.maddesinin ‘’belirli fıkraları’’ göz önüne alınarak incelenmesi yanlış bir hüküm verilmesine sebebiyet verir. Anayasa’nın bütüncül olarak incelenmesi gerekir. Böylelikle; ülkenin güvenlik ve birliğinin sağlanması ve kamu yararı gereği yapılacak olan bu değişikliğin kanunun lafzına veya esasına aykırı olmadığı görülecektir.

İkincisi: Yapılacak değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu varsayarsak bile; CHP ‘’tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım’’ teklifini öne sürerken bu durumun Anayasa’ya aykırı olduğunu bilmiyor muydu? Ya da siyasi refleks gereği öyle davranmak zorunda mı kalmıştı?

HDP ise dokunulmazlıkların kaldırılması mevzusu gündemi meşgul ettiği dönemde bu sürecin HDP’yi tasfiye etme süreci olduğunu haykırmaya başlamış ve ‘’ezilen halk/parti’’ demogojisini işleme koymuştu. HDP de CHP gibi aynı siyaseti izlemiş ve ‘’samimiyseniz eğer; gelin bütün milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldıralım’’ demişti.

Son durumda HDP, parti olarak Davutoğlu’nun teklifini reddetme kararı almış vaziyette. Hem de tüm milletvekillerine uygulanacak bu değişikliği, sadece kendilerine uygulanacakmış gibi lanse ettirerek; ‘’HDP’yi tasfiye etmek istiyorlar’’ söylemlerine devam ediyor ve insanların akıllarıyla oynuyordu.

Söylemlerinin artık samimi durmadığını gören ‘’HDP aklı’’ bu defa söylem değişikliğine gitti. Yeni sloganları; ‘’Bu değişiklik HDP’den intikam alma çabasıdır’’ olarak değiştirildi. Demek HDP kötü şeyler yaptığını kabul etmiş ki bu kötülüğe karşılık, kendisinden intikam alınacağını iddia ediyor. Çok yazık… Kim acaba bu HDP’nin akıl babası?