Hangi merhem deva olur yarasına? Hangi tabip anlar yavrusundan ayrı düşen ananın göğsüne saplanan derin acıyı? Uykusuz geçen gecelerin sabahında, çatkısını sadece başına mı vurur sanırsınız? Çaresizlikten iki yana düşen kanadını bağlar sessizce.
Arşı titretir feryadı da, siz nemli gözlerden başka bir şey görmezsiniz. Usulca akıtır içine nehirleri, taşmasına izin vermez. Taşıp da, kimseyi derdiyle üzmek istemez.
Fakat yıkmayın bendini Fırat’ın. Önünde duramazsınız. Dicle’sine kavuşana dek, siler süpürür öfkesi bir baştan bir başa Anadolu’yu.
Sen, Süphan Dağı kadar büyük gövdenle oturdun ya, zalimin tahtının tam karşısına. O gün yıkıldı, iki öz kardeşi birbirine düşman etmek için uğraşan mel’unun saltanatı. Tarumar ettin korkunun karanlık sarayını.
İfşa ettin kirli yüzlerini hepsinin.
HDP ile CHP’nin ikiz kardeş olduğunu gösterdin. Irkçılıkta, bölücülükte, vatana ve mukaddesata düşmanlıkta birleşenlerin necis yolunu tek bir hamlenle dağıttın. “Kürt’ün devletiyle bir derdi yok. Benim derdim Amerika’nın uşaklığını yapan bu aşağılık çeteyle” dedin ya; taze baharlar getirdin yurduma.
Şehirlerimi viran eden çapulcuları, bağırlarına basanlar nerede hani? O vandalların taleplerini “anlayışla” karşılayıp, terör üreten sözde belediye başkanlarına destek için koşturanların dilleri mi bağlandı?
Darbelerle, suikastlarla yıkamadıklarının himmetiyle Cumhurbaşkanı, Başbakan olanlar nerede hani?
Sen onların da yıktın tüm planlarını. Batı’nın kapısında icazet bekleyip, ellerini ovuşturanları hüsrana uğrattın.
Çilekeş Anadolu’nun makûs talihi bozulsun diye denizinde doğalgaz, dağlarında altın ararken karşımıza “binbir suratla” dikilen şerlilerin yudumladıkları rakılarını boğazlarına dizdin. Ellerinde kazla pozlar veren şaklabanları, Kaz dağlarına gömdün, gittin.
“Obüs topları, Atak helikopterleri, insansız taarruz uçakları” üretmiştik biz, terörün belini kırmak için. Meğer senin sinende taşıdığın mermi, hepsinden daha büyük imiş.
Kutlu olsun ana. Kutlu olsun görkemli devrimin.