Anadolu’nun kavruk yüzlü çocukları olarak,

Bir ahdimiz vardı bizim…

Anadolu’nun yeniden doğuşu için,

Hep birlikte ölümüne yemin etmiştik.

Küllerimizden yeniden dirilecek,

Vatan, Bayrak, İslam, Ezan diyecektik.

‘’Güçlü Türkiye’’ idi ahdimiz…

İşte bu yüzden;

24 Haziran, asla sıradan bir gün değildir.

24 Haziran, ülkemizin ve ümmetin kaderinin yeniden belirleneceği gündür.

24 Haziran, kişisel hesapların yapılmadığı büyük bir memleket meselesidir.

24 Haziran, Güçlü Türkiye için büyük dönüşümün kırılma vaktidir.

24 Haziran, hep birlikte omuz verdiğimiz bu kutlu davaya bağlılığımızı göstermenin vaktidir.

24 Haziran, Ülkemiz üzerinde ameliyat yapmak isteyen ve bizi durdurmak isteyen ‘’Haçlılara karşı’’ kenetlenme vaktidir.

24 Haziran, 15 Temmuz şehitlerimize bir türlü ‘’Kahraman’’ diyemeyenlere ders verme vaktidir.

24 Haziran, Filistinli kardeşlerimizin taş ve sapanlarla Siyonist İsrail’e karşı yeniden dik durup efeleneceği gündür.

24 Haziran, Kürt kardeşlerimizi rehin alan ‘’Hendekçilerin’’ barajın altında kalarak perem perem olduğu gündür.

24 Haziran, FETÖ,cülerle, HDP’lilerle ve DHKP-C li teröristlerle ‘’Adalet’’ diye kol kola 500 Km yürüyen Kemal ve yoldaşlarına iyi bir ders verme günüdür.

24 Haziran, Vatanını savunmak için gözünü kırpmadan toprağa düşen fidanlarımızın intikam günüdür.

24 Haziran, Münbiç’te, El-Bab’da, Afrin’de dize getirdiğimiz katil ABD’nin ve sahibinin sesi, itlerinin nefesini kestiğimiz gündür.

24 Haziran, Savcı Kirazların, Kaymakam Safitürklerin, Yasin Börü’lerin, Eren Bülbüllerin, dökülen kanlarının hesaplarını sorulacağı gündür.

24 Haziran, Bugüne kadar Allah için taş üstüne taş koymayıp; onu satacağız, bunu yıkacağız, şunu yaptırmayacağız, diyen yıkım ekibine ‘’ince’’ bir ders verme günüdür.

24 Haziran, 15 Temmuz Gecesi kursağının peşine düşüp ATM’ye koşanlarla, ‘’Yaşasın ülkemize dış güçler müdahale ediyor! Diktatör Tayyip’ten kurtuluyoruz!’’ diye sevinenlerle hesaplaşma günüdür.

24 Haziran, Elimizi vicdanımıza koyup son beş yıl içerisinde yaşadığımız tüm kuşatmaları ve onlarla iş tutanları bir güzel değerlendirme vaktidir.

24 Haziran, İstiklal mücadelemiz için aramızdaki öfke ve küskünlükleri unutma vaktidir.

24 Haziran, asla bir iç politika hesaplaşması değildir.

24 Haziran, yeni kurulan küresel masada, zincirlerinden kurtulan Güçlü Türkiye’nin yerinin yeniden belirleneceği tarihtir.

24 Haziran, inançlarımızla alay edip, örf adet ve geleneklerimize küfredenlerle yüzleşme vaktidir.

24 Haziran, yaşadığımız tüm badirelere, çok uluslu bütün kirli projelere artık dur deme vaktidir.

24 Haziran, geleceğimizi ve düşlerimizi çalmak isteyen, siyasetçi görünümlü yıkım ekiplerine ‘’hadi oradan’’ deme vaktidir.

24 Haziran, Yerli ve milli olmayanların suratlarına Osmanlı tokadını yeniden şöyle okkalıca geçirme vaktidir.

24 Haziran, ‘’Müreffeh, Bağımsız ve Özgür Türkiye’ye’’ çelme takmak isteyenlerin alayını sandığa gömme vaktidir.

24 Haziran, Başta FETÖ ve PKK olmak üzere tüm terör örgütlerinin soluğunu tamamen kesme vaktidir.

24 Haziran, Geçmişimizi, tarihimizi ve mazimizi çalan içimizdeki entelektüel kurnazları, beslemeleri ve mankurtları kıçlarının üzerine bir güzel oturtma vaktidir.

24 Haziran, Tüm dünya da Müslümanları hunharca öldüren küresel çetelere ‘’artık dur!’’ deme vaktidir.

24 Haziran, Gezi’nin, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’un ardındaki darbeci müsveddeleri ile kanunlar önünde hesaplaşma vaktidir.

24 Haziran, Darbe yapmak için aşerenler ve postal yalama sevdalıları için tek yöne bilet alıp, temelli olarak tarihe gömme vaktidir.

24 Haziran, 15 Temmuz gecesi diz çöktüremedikleri güzel ülkemize, ‘’ekonomi üzerinden’’ ayar vermeye çalışanlara haddini bildirme zamanıdır.

24 Haziran, ‘’Türkiye’ye gitmeyin can güvenliğiniz yok! Siz gidince bakın biz çok endişeleniyoruz!’’ diyen Haçlı artığı AB ülkelerine ayar verme zamanıdır.

24 Haziran, ‘’Haydut ABD’ye sen katilsin! Tetikçisi Siyonist İsrail’e de One Minute’’diye hep birlikte tekrardan haykırmanın günüdür.

24 Haziran, ‘’Çok beklettiniznerede kaldınız.?’’ Diye bizi bekleyen dünyadaki tüm mazlumların yüzünü yeniden güldürme vaktidir.

24 Haziran, 15 Temmuz gecesi dünyaya meydan okuyarak göğsünü kurşunlara siper eden şehit kardeşlerimizin ruhlarını şad etme vaktidir.

24 Haziran, 1 Dolarlık hainlerin 15 Temmuz ve benzeri bir kalkışmaya bir daha cesaret edememeleri için bir ve beraber olma vaktidir.

24 Haziran, Tarihimizin en büyük ihanetine, ABD’ye satılmış alçakların 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına, ‘’Tiyatro’’ diyenlere haddini bildirme vaktidir.

24 Haziran, ülkemizin geleceği adına ortaya tek bir proje bile koyamayan, vizyonsuz, çapsız siyasi figürlere hadi sağdan yavaşça ikile bakalım demenin vaktidir.

Velhasıl kıymetli dostlar, 24 Haziran büyük tarihi yürüyüşümüz için bir kez daha fedakârlıkta bulunma vaktidir.

24 Haziran, bilesiniz ki doğru karar vermez isek, Allah korusun tüm kazanımlarımızı kaybetme vaktidir.

Kanımızda deli taylar koşturuyor biliyorum…

Lakin…!

Önümüze konulan vekil listesini beğenmedik diye,

AK Partinin aldığı bazı kararlar menfaatimize birazcık dokundu diye,

Hükümetin veya Belediye başkanlarının bir takım eften püften hataları oldu diye,

16 yıldır vatanı ve milleti için kelle koltuk gece gündüz çalışan, tüm küresel güçlere dünya beşten büyüktür diye meydan okuyan, ülkemizi dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına sokan, kış uykusunda uyuyan bütün Müslümanları uyandıran Erdoğan’ı yalnız mı bırakacağız?

Ya da sadece Erdoğan’a oy verip, AK Partiye vermeyerek, esasen kendimizi mi cezalandıracağız?

Bugüne kadar ki ülkemiz ve şahsımız adına tüm kazanımlarımızı yok mu sayacağız?

Gerçekten deyin hele! Göz göre göre kendi ayağımıza mı sıkacağız?