Neredeyse işi gücü bıraktık Twitter’da bizimle ilgili kim ne yazıyor ona bakıyoruz. Bu durum bireyselliğin de ötesinde kurumsal hal aldı.
Böyle olunca da Twitter fenomenleri popüler olduklarını düşünüp, çoğu zaman göbekten sallıyorlar. Etkili olunca da diledikleri kurum ya da kişileri yönlendirebiliyorlar.
İşte bunun bir örneğini bizzat yaşayarak gördüm. Yazmayayım dedim ama vicdanım buna izin vermiyor. Yazmadan uyuyamıyorum. Bende yazıp vicdanen rahatlama kararı aldım. Gerçi bizim yazılarımız Twitter fenomenleri kadar etkili de olmaz biliyorum ama bu yazıyı yazmanın bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Sorumluluklarını bilmeyenlere inat bu sorumluluğumdan vaz geçmeyeceğim.
Ümraniye’de Belediye Başkanı seçilen İsmet Yıldırım daha koltuğa oturur oturmaz yaptığı ilk icraat ne biliyor musunuz? Şikâyet gerekçesi ile Ümraniye’de oturan bir Gazi’nin evine belediye zabıtaları göndererek basmak.
Belediye Zabıtalarınca evi basılan Gazi’nin evinde o gün damadı olmam hasebi ile misafirdim. Meğer zabıtalar daha önce de baskına gelmiş ve Gazi’nin evine girmişler, çatısından görüntü almışlar. Şikâyetin yersiz olduğu kanaati oluşmuş ve gitmişler. Bu sefer niye geldiklerini sorunca, Twitter’dan şikâyetler durmuyormuş.
Eve gelen zabıtanın biri ile ben konuşurken, diğeri içeri girdi ve evin penceresinden çatısına çıktı bile. Benim konuşma yaptığım memur memleketlimdi de aynı zamanda. Çatıya çıkan zabıta çatıdaki 3-5 saksının tehlike yarattığı kanısında olduğunu beyan edince, diğer memur da çatıya çıkıp bakayım dedi ve çıktı.
Ortaya çıkan kanaat şu: “Çatıda bulunan 3-5 saksı asansör boşluğu üstündeki betonda duruyor. Bu ortak alan olduğu için yasak. Ayrıca hortum söz konusu olursa bu sakisiler uçar ve birilerine zarar verebilir.”
Konuşma yaptığım zabıta memuru memleketlim olduğu için ve onun alçak gönüllü duruşundan dolayı esasen konut dokunulmazlığını ihlal etmelerine ses de çıkarmadım. Gazi ve eşi zaten evde yoktu.
Konut dokunulmazlığının mahkeme kararı olmadan ihlal edilemeyeceği gerçeğini de söylemedim. Örf ve adetimiz gereği insani olarak kapımıza gelen resmi kişilerin evi basmalarına da ses çıkarmadık. Ama devlet adına oraya gelen bu memurların, Twitter’dan şikâyet var diyeceklerine, kanunlar ne diyor diye bakmaları gerekmez miydi? Yaptıklarının kanunen suç olduğunu bilmeleri gerekmez miydi?
Orada yaşayan Gazi aynı zamanda eşi ile birlikte konutunda mütevazı şekilde yaşayan yaşlı hacılardır. Ev ekonomisine katkı sunsun diye birkaç saksı içinde domates biber yetiştiren bu kişilerin haklarını da belediye görevlilerinin korumaları gerekmiyor muydu?
Anayasa’ya ve TCK 116’ncı maddesine bakılırsa idari işlem yapmak için bile olsa konuta izinsiz veya zorla girmek konut dokunulmazlığını suçunu oluşturur. 6 aydan iki yıla kadar da cezası var. Yeni seçilen Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım koltuğa oturur oturmaz yaptığı bu yasa dışı ev baskını ile anılacağını bilemedi belki, ama bu emri veren zabıta müdürü yeni başkana müthiş bir gol attığını bilsin.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği şu sözlerle yazımı bitiriyorum:
“Buradan, sizlerin huzurunda yürekten gelen bir hissiyatla söylüyorum, vatandaşımızın gönlünü kıran benim de kalbimi kırmış demektir. Vatandaşımızı küstüren benim dünyamı yerle yeksan etmiş demektir.”
Selam ve dua ile…