Fetih Sürüyor. Diriliş Postası dün bu manşetle çıktı ve fethin devam ettiğini, etmesi gerektiğini vurgulamaya çalıştı.  

Dün İstanbul/Yenikapı’da İstanbul’un fethinin 563. Yılı coşkuyla kutlandı. Milyonun üzerinde insanın toplandığı büyük heyecan ortamı Fatih’in fethinin bir toprak kazanmanın dışında gönüller fethi olduğunu ve fethin sürdüğünü bize ortaya koyuyordu.

Mekke’yi fetheden Peygamber Efendimiz’in(sav) izinde, O’nun hadis-i şerifiyle şerefyâb olmuş bir büyük komutan Fatih Sultan Mehmet Han tıpkı Mekke’nin fethindeki gibi Bizans’ın halkına; “Ayağa kalkınız! Ben, Sultan Mehmet olarak bütün Bizans halkına sesleniyorum. Bu günden itibaren hayatınız ve hürriyetiniz konusunda benim öfkemden korkmayınız! sözleriyle aynı eminlik vurgusuyla yaklaşmıştı. Bu sözlerini destekleyen etvârıyla gıpta ile bakılan büyük hükümdar gönüller fethetmişti.

Malumu olduğumuz üzere fetih Müslüman bir ordunun gayr-i Müslim toprakları hakimiyeti altına almasıydı. Lakin fethin asıl şekli ve sonucu farklıydı. Osmanlı fetih olgusunu hep farklı görmüş, farklı uygulamıştı.

Fethedecekleri topraklara öncelikle erenlerini göndermiş tabiri caiz ise kaleyi içten fethetmişti. Erenler önce gönülleri fethetmiş, top, kılıç ve silah yer yer hiç kullanılmadan topraklar İslamlaştırılmıştı. Çünkü İslam güzellikleriyle insanları sarıyor, adalet, onur, Allah’ın(cc) verdiğinden zenginin fakire vermesi, paylaşma, bir kardeşinin ayağına diken batsa kalbine hançer saplanmış gibi hissettiren bir uhuvvet, ülfet ve muhabbet gönüllerin fethini kaçınılmaz kılıyordu.

Altı yüzyıl 3 kıtada fiilen hüküm sürmüş Osmanlının bakiyesi olarak bizler 7 kıtada gönüller fethetmenin bereketini yıllar sonra görüyoruz.  Arjantin’in Tierra del Fuego’sundan Endonezya’nın Açe’sine, Sibirya’nın soğuk ikliminden Tanzanya’nın Darüsselam’ına kadar dünyanın dört bir yanında karşılaştığımız Osmanlı sevgisi fethin temelinin İlay-ı kelimetullah’a dayandığını, gönüllerin İslam güzelliği ile kazanıldığını tefekkürle görmemizi sağlıyor.

Fetih tarihimiz boyunca başka görülmüş, başka yaşanmış, başka anlaşılmış. Bugün kutladığımız fetih sadece 563 yıl önce gerçekleşmiş tarihi bir olayın kutlanması değildir. Bugün kutladığımız devam eden ve kıyamete kadar devam edecek olan fetihlerin kutlamasıdır.

Her fethin belirgin sembolleri, izleri vardır. Nasıl ki İstanbul’un fethinin sembolü kiliseden camiye dönmesiyle Ayasofya ise beklemekte olduğumuz fetihlerin sembolleri Kudüstür, El Hamra’dır, Şam-ı Şeriftir, Haleptir, Myanmardır. Fetih, İslam güzelliğinin yaşanmadığı, Rasulullah (sav) örnekliğinin huzuruyla dolmadığı son kara parçası da feth edilinceye kadar devam edecektir. Bunun için heyecanımız da var, motivasyonumuz da. Allah’a emanet olunuz!