2018 yılında "Kadife Devrim" ile iktidara gelen Nikol Paşinyan liderliğindeki Ermenistan, iç ve dış politikada önemli değişimlere sahne oluyor. 2. Dağlık Karabağ Savaşı'nda yaşanan mağlubiyet, Ermenistan'ı yeni bir dış politika arayışına itti. Bu arayışın temelinde, ülkenin sosyo-ekonomik sorunlarını çözmek ve bölgesel barışa katkıda bulunmak yatıyor.
Çok Boyutlu Dış Politika Anlayışı
Paşinyan, Batı ve Rusya arasında bir eksen tercihi yapmak yerine, çok boyutlu bir dış politika anlayışını benimsemeye çalışıyor. Bu çerçevede, Türkiye ve Azerbaycan ile normalleşmeye yönelik adımlar atılıyor, Fransa ile askeri işbirliği geliştiriliyor.
Batı'ya Yaklaşma ve Fransa'nın Rolü
Ermenistan'ın Batı'ya yakınlaşma çabaları, Fransa'nın desteğini alıyor. İki ülke arasında güvenlik ve askeri işbirliği anlaşmaları imzalanıyor. Fransa'nın bu yakınlaşması, Türkiye-Azerbaycan ekseni ile gerginlik yaratıyor.
Pragmatik Yaklaşımın Sonuçları
Paşinyan'ın pragmatik dış politikası, Ermenistan'a bazı avantajlar sağlayabilir. Komşularıyla ilişkilerini normalleştiren Erivan, ekonomik kalkınma için gerekli olan bölgesel barışa katkıda bulunabilir.
Ancak bazı riskler de mevcut:
İç Muhalefetin Baskısı: Paşinyan, Karabağ'daki yenilgi ve Rusya ile ilişkilerin soğuması nedeniyle iç muhalefetin baskısıyla karşı karşıya.
Yeni Müttefiklerin Jeopolitik Arzuları: Fransa'nın jeopolitik çıkarları, Güney Kafkasya'da bölgesel barışı tehlikeye atabilir.
Paşinyan'ın dış politikası, Ermenistan'ı doğru yöne yönlendiriyor. Komşularıyla normalleşme ve Batı ile ilişkileri geliştirme çabaları, ülkenin geleceği için hayati önem taşıyor. Ancak iç muhalefetin ve yeni müttefiklerin jeopolitik çıkarlarının yarattığı riskler göz ardı edilmemeli.