Ben Ali Şahin… Pakistan’ı hiçbir zaman ana vatanımdan farklı görmedim. Geçtiğimiz Şubat ayında Sayın Cumhurbaşkanımızla Pakistan’ı ziyaret ederken; Pakistanlı dostlarım, bana “İkinci vatanına hoş geldiniz” dediler. Bense onlara “Türkiye benim ne kadar anavatanımsa Pakistan da o kadar anavatanım” dedim.

Neden?

Çünkü biz Türk çocukları, DNA’larımıza kodlanmış “Pakistan sevgisiyle” dünyaya geliriz. O nedenle, Türkiye – Pakistan kardeşliği dünyada eşine rastlanmamış benzersiz genetik bir kardeşliktir.

Belucistan’ın çocukları benim çocuklarım…

Khayber Paktunha’nın anaları benim annem…

Pencab’ın münbit pirinç tarlalarında çalışan kadınlar benim kız kardeşlerim…

Sind’in esmer tenli, cömert ve kadirşinas insanları benim erkek kardeşlerim…

Keşmir benim aldığım soluk, nefes…

İndus, Celum, Chenab ve Sutlej’in coşkun suları sadece Pencab’ın, Sind’in münbit topraklarını sulamıyor. Benim Pakistan ruhumu da suluyor…

Değerli dostlar, bir insanı ve bir ülkeyi kalbiniz nasıl görmek isterse beyniniz öyle şekillendirir gözlerinizin önünde.

Pakistan, Sindisi, Belucisi, Pakhtoon, Pencaplısı ve Keşmirlisi ile rengarenk bir çiçek buketidir. Eşsiz bir kültür ve yaşam mozaiğidir. Allah’ın Hint Okyanusu kıyılarında resmettiği muhteşem bir tablodur Pakistan.

Benim kalbim işte böyle bir Pakistan koydu gözlerimin önüne. Ve ben çok sevdim Pakistan’ı…

Kolay olmadı…

Meşakkat, sabır, gayret ve tevekkül benim yetişme hayatımı tanımlayan ifadeler. Evet, hiç kolay olmadı. Ben bugünkü Ali Şahin’i Taftan Çölü’nün masum ve tenha gecelerinde yol alırken inşa ettim. Karaçi’den başlayıp Gaziantep’e kadar süren 7 günlük meşakkat yolculuklarımı yaparken; bir gün Pakistanım’ın beni böyle büyük bir onura layık göreceğini asla hayal edemezdim.

Ama her zorluktan sonra başlayan bir kolaylık ve müjde vardı, Allah’ın vaad ettiği. Ve işte bugün o ilahi müjde ile buluşuyoruz. Ve ben hayatımın en özel günü yaşıyorum…

Pakistan Sitari Quaidi Azam Devlet Nişanı’nı bana layık gören başta Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Arif Alvi’ye, Pakistan Devleti’ne, Sayın Büyükelçimiz, exelansları Syrus Sajjad Quazi Beyefendi’ye ve tüm Pakistan halkına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ve hayatımın bu en değerli ödülünü:Beni Pakistan sevgisiyle yetiştiren anne ve babama, Bizi Pakistan’a eğitim için gönderen merhum Necmeddin Erbakan’a, Pakistan ve Türkiye ilişkilerine hizmetkâr kılan liderim Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan’a, kendilerini hep ihmâl etmeme rağmen arkamda himalayalar gibi duran sevgili eşim Ebru Şahin ve çocuklarıma, beni kendine manevi oğul kabul eden Peşaverli manevi annem Manra bibiye ve mimarı Allah olan kadim ve ebedi Türk-Pakistan dostluğuna adıyorum…

Bugün çok özel bir gün, 14 Ağustos Pakistan’ın bağımsızlık yıldönümü. Tüm Pakistanlı kardeşlerimin bu vesileyle; 14 Ağustos bağımsızlık gününü kutluyorum. Son söz Allame Muhammed İqbal’in dediği gibi; “Pakistan bizimdir, Chin o Arab bizimdir, Hindistan bizimdir. Müslümanız biz, bütün cihan bizimdir.”