Bir sağanak eşliğinde, kıvrım kıvrım patika bir yolda, ağır aksak uzaktan bir köye yaklaşmaktır Anadolu… Yüreği hasret ateşiyle küllenmiş bir anaya kışladan döner gibi, hasret yüklü seneler sonra gurbet elden vuslat gibi yavukluya.
Cefaya, çileye, ayrılıklara, vuslatlara, karşılıksız kalmış kara sevdalara dair yakılmış, tınısı gama ve kedere çalan bir türküdür Anadolu. Sazın bam telidir, ince derde duçar bir kemanidir Anadolu…
Teneke sobaların ısıttığı kerpiçten köy evlerinin tenha odalarında, idare ışığı altında kaleme alınmış ucu yanık bir mektup, dile getirilememiş masum aşkların aksi seda bulduğu oyalı bir mendildir Anadolu…
Demli bir bardak çaydır Anadolu. Anadolu bozkırlarında kar tozuturken pencere önlerinde, ya da bir yağmur senfonisi ve çörten şırıltısı eşliğinde gam defterine dökülen yudum yudum bir şiirdir…
Korlanmış, küllenmiş yangın yeri yürekler, göz pınarlarının coşkun aktığı buğulu gözler, adanmış mütevekkil yiğit adamlar, gürbüz liderler ve vadedilmiş zaferler coğrafyasıdır Anadolu.
Yılgın rüzgarlardan, sarsıcı ve savurucu dalgalardan yorgun ve bitap, demir atılmış sütliman bir rıhtımdır Anadolu…
Müşfik bir ana kucağıdır Anadolu… Bir sığınaktır her coğrafyadan, her dilden, her dinden kula. Kudretli ve kadim bir çınar misali, mümbit ve merhametli bir Osmanlı kadınıdır Anadolu…
Tüm renkleriyle; Alevi’si, Sünni’siyle, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ıyla, Ermeni’si, Rum’uyla ve hatta İsevi’si, Musevi’si ile amasız, eğersiz, fakatsız, koşulsuz sevebilmektir Anadolu…
Umutla, özlemle, aşkla eğirilmiş, kadim medeniyet renkleriyle bezeli ilmik ilmik dokunmuş bir kilimdir Anadolu. Dilini sadece erdemli Anadolu insanının okuyup bildiği…
Bir yöneliştir Anadolu… Coğrafyası, vatanı neresi olursa olsun yaşanan her acı ve dramın ardından her bir çehrenin döndüğü. Her güneş doğumunda ayçiçeklerinin dönüşü ve yönelişi gibi güneşe. Muazzam bir umut coğrafyasının adıdır Anadolu.
Beklenenlerin vatanıdır Anadolu… Keşmir’i Arakan’ı, Filistin’i, Yemen’i ile her bir mazlum Müslüman coğrafyanın yakarışı, yeryüzünde esen her acı rüzgarın dindiği, sükun bulduğu bir ilahi merhametin adıdır sonra…
Bir kutsi kaderin tecellisiyle, coşkun bir ırmak gibi akıp Orta Asya’dan döküldüğümüz bir okyanustur Anadolu…