Okur-yazarlığın düşük, iletişim imkânlarının kısıtlı olduğu çağlarda tarih yazımı büyük oranda iktidarların kontrolünde olduğundan genellikle “subjektif” olarak değerlendirilir. Savaşların galipleri tarafından kaleme alınan eserler, kimi zaman tarihi olayları olduğundan farklı olarak aktarabilirlerdi. Nesnel verilere dayanan ve tarafsız bir gözle kaleme alınan “tarih kitapları” bu sebeple çok kıymetlidir.

Çoğunlukla rivayetlere dayanan eserlerde, efsanelere, olağanüstü hikâyelere ve abartılı kahramanlıklara rastlayabilirsiniz. Fakat, hiçbirinde CHP’nin başını çektiği muhalefetin yaptığı kadar “tarihi çarpıtmalara” rastlayamazsınız. Eski çağlarda söylenen ve kayıtlara geçen hiçbir yalan, bugünkü muhalefetin utanmadan, yüzleri kızarmadan söylenen yalanlarının seviyesini asla yakalayamaz. Yani bu durum dünya tarihi açısından dahi görülmüş bir şey değildir.

Marmaray’ı Ecevit’in yaptığına dair pişkince söylenen yalan, meşru hükümeti yıkmak için “ordu göreve” pankartlarının açıldığı “darbe mitinglerinin” organizatörü Tuncay Özkan tarafından dile getirildiğinde “deli saçması” deyip geçmiştim.

Oysaki, CHP’liler bu yalanı katmerli hale getirip, ekranlardan höykürmeyi sürdürüyorlar. Hatta Barış Yarkadaş gibi gazeteci kılıklılar, gemi azıya alıp AK Partililere: “Utanmıyor musunuz, Marmaray’ı yaptık diye övünmeye” bile dediler. İnsanın havsalası almıyor bu kadar densizliği.

MARMARAY’I KİM YAPTI?

Şimdi buraya yazalım da, ar damarı çatlamış, edep perdesi yırtılmış bu gazeteci müsveddeleri de okusun, belki öğrenirler.

Marmaray’ın ilk etütleri rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde yapıldı. Fakat, bu fikrin hayata geçmesi için daha uzun yıllar gerekecekti. Boğazdaki derin deniz sondajları, AK Parti’nin iktidara gelmesinden bir ay sonra 2 Aralık 2002 tarihinde başladı. İnşaatı yapacak TGN Ortak Girişimi ile sözleşmenin imzalanması ise 2004 yılının Mayıs ayında gerçekleşti.

Bu tarih, Erbakan Hoca’nın darbeyle devrilip; sadece yüzde 14 oyla Başbakanlık koltuğuna oturan Bülent Ecevit’in, halkın seçtiği milletvekiline sırf başörtülü olduğu için TBMM’deki militanlarına “haddini bildirin” diye emir vererek saldırtmasının 5. yıl dönümüne denk geliyordu.

Marmaray’ın ilk batırma tüp tünel elemanı, Boğaz tabanında kazılan hendeğe saplandığında Ecevit’in ölmesinin üzerinden bir yıl, son tüp batırıldığında iki yıl geçmişti.

Marmaray’ın inşaatı tamamlanıp, hizmete açıldığı 2013’te ise eğer Bülent Ecevit’in ruhaniyetinden istifade edilmediyse, mezara konuluşunun üstünden 7 yıl geçmişti. Gebze’den Halkalı’ya uzanan demiryolu hatlarının tamamlanarak bugünkü halini alması ise 2019’da gerçekleşti. Yani Ecevit’in “gerçek ve tek had bildirici olan” Rabbimizin “öl” emriyle ölmesinin 13. yılında.

ULAŞIMDA DEVRİMİN MİMARI

İhalesinden, inşaatına; mevcut demiryollarının ıslah edilip kilometrelerce uzunluğunda bir ulaşım ağı haline getirilmesine kadar Marmaray’ın tek bir mimarı vardır: O da tüm yıkıcı muhalefete rağmen bu devrimleri gerçekleştiren Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Yakında, “Osman Gazi ile Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü”, burnumuzun dibindeki adalarımızı Lozan’da veren “İsmet İnönü yapmıştı” deseler şaşırmayacağım.