Türkiye tarihinin en büyük siyasi felaketini liderin dirayeti ve milletin ferasetiyle mümkün olan en az zayiatı –bir şehidimizin tırnağına bile tüm darbecileri değişmeyiz- vererek atlattık çok şükür. Şehitlerimize bu vesile ile Allahtan rahmet yakınlarına sabır diliyorum.

Ne dehşet verici anlar, ne ürpertici olaylar yaşadık. Bir veya en fazla iki saatlik bir kader anını tüm ülke olarak yüreklerimiz ağızlarımızda, ayaklarımızın nereye gidip hangi cephede savunma yapacağımızı bilemeden geçirdik.

Bu günleri ve yaşananları tarihe kayıt düşmek ve daha fazla vesika bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Bu bakımdan kısa kısa yaşananları bir de bu köşeden aktaracağım.

Nasıl başladı?

İstanbul boğazındaki iki köprünün kapatılmasıyla patlak veren darbe girişimi anında yaşananlar Başbakan Yıldırım’ın; “küçük bir grubun kalkışması bastıracağız inşallah” açıklamasıyla ilk olarak mevzu anlaşıldı. Oluşan panik ise Cumhurbaşkanımız’ın internet üzerinden yaptığı açıklama ile halkı meydanlara çağırması neticesinde teskin oldu. Erdoğan’ın Havalimanında yaptığı açıklama ise olayın ne derece büyük bir cüret olduğunu ortaya koyuyordu.

Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın ve bazı kuvvet komutanlarının rehin alındığını ayrıca, kendisi Marmaris’ten ayrıldıktan sonra kaldığı otelinin bombalandığını İstanbul’a gelmeden havadan korsan uçan uçaklarla tehdit edildiğini ifade ediyordu.

Bunlar yaşanırken bir taraftan da Ankara Gölbaşındaki polis merkezi taranıyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi vuruluyor, Bayrampaşa Çevik kuvvet muhasara altına alınıyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünden tanklar geçiriliyor, helikopter ve uçaklarla MİT binası taranıyor, TRT binası basılıyor ve korsan bildiriyle sıkıyönetim ilan ediliyordu. Cumhurbaşkanlığı külliyesi ve diğer mekanlarda darbeye karşı milli iradeyi savunan halk bombalanıyor, kurşun sıkılıyor, tanklar insanların üzerinden geçiriliyordu.

Peki bunca kötü şey neyle engellendi?

Ya da hain planlarla yapılan darbe girişiminde neden başarılı olamadılar?

1-Darbeciler Erdoğan’ı etkisiz hale getiremediler

Darbenin fişeği çekilmesi liderin muhasarasına bağlıdır ve başarılı olması için milletin sindirilmesi gerekiyordu. Erdoğan’ın bir şekilde rehin alamadılar. Ya da herhangi bir aksiyonunu engelleyecek kadar etkisiz hale getiremediler. Erdoğan internet aracılığıyla milletine ulaştı ve Başkomutan olarak milletini iradesine sahip çıkmak için meydanlara çağırdı. Bu büyük krizin Erdoğan gibi bir lider tarafından yönetilmesi belki de Türkiye için büyük bir tarihi değer niteliğindeydi.

2-Halk darbeye birlik içinde top yekün karşı geldi

İlkin tereddüt yaşayan halk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradenize sahip çıkın çağırısıyla meydanlara koştu. Tanklar, kurşunlar, helikopterler, uçaklar, apoletler milletin iradesi karşısında aciz kaldı. Sağcısından solcusuna toplumun her kesimi tarafından ciddi bir vatan müdafaası gerçekleştirildi. Diğer mecliste grubu bulunan parti liderlerinin (MHP Lideri Devlet Bahçeli, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş daha ilk etapta siyasi iradeye destek mesajlarını yayınladılar) desteği de bu konuda ciddi bir katkı sağladı.

3-Ordu bölündü, polis teşkilatı tam itaat etti

Ordu birlik içinde hareket ederek böyle bir kalkışmayı yapsa idi durum çok daha farklı olabilirdi. 1. Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar’ın; “Sayın Cumhurbaşkanım siz meşru Cumhurbaşkanısınız. Size bağlıyım. Ankara’ya gitmeyin. İstanbul’a gelin, ben sizin güvenliğinizi sağlarım” şeklindeki kahramanca duruşu Erdoğan’ın İstanbul’a gelerek daha emin olmasını sağladı. Yine Dündar’ın bu duruşu, Hulusi Akar’ın da rehin alınmasıyla ordunun darbeciler tarafından tamamıyla ele geçirilmesi sonucunu doğurmamış ve ordunun top yekün gireceği böyle büyük bir hatayı engellemiş oldu. Polis teşkilatının da olması gerektiği gibi bu olayda siyasi irade ve millet yanında olması zaten bölünmüş -bölünmüş olması etkili kademe komutanlarından bir kısmının hainliğinden- ordunun karşısında dimdik durması arızanın hızlıca tamirini sağladı.

Türkiye büyük bir cendereden Allah’ın(cc) izniyle kurtuldu. Tüm halklarıyla vatansever millet nasıl olunur dünyaya gösterildi. Bu necip millet Korkma! ile başlayan istiklal marşının gösterdiği hedefte büyük bir darbeyi Cumhuruyla ve başkanıyla top yekün bertaraf etmiştir.

161 kişinin şehadetine vesile olan -şehadetin güzelliğinden ötürü vesile olan- yüzlerce hain bu kalkışmayla kendilerini patlattılar. Türkiye aynı anda yüzlerce canlı bombanın kendini patlatmasına şahit oldu. Hainleri aleni ortaya çıkarmış oldu. Kamikaze dalışlarını gerçekleştirdiler ve aklın mantığın almadığı bir takım fiillerle kendi sonlarını getirdiler.

Lakin böylesine bir olayın birkaç askerin kalkıştığı bir çılgınlık olarak görülmesi mümkün değildir. Konunun dış destekçileri ve kaynakları en yakın zamanla kendisini fâş edecektir.

Halk bu hainlerin idamını talep ediyor. İdamın mümkün olmadığı yerde önerim kurşuna dizilmeleridir.