Gerek ligde gerekse Şampiyonlar Ligi’nde bir türlü ruhunu sahaya yansıtamayan Galatasaraylı futbolcular, dün gece PSG karşısında takım oyunu oynamayı başardı. Fatih Hoca’nın, güçlü rakibinin karşısına üçlü savunma ve onların önünde Nzonzi, Donk ikilisiyle başlaması harika oldu. Hoca’nın bu hamlesi PSG’nin orta alanı elini kolunu sallayarak geçmesine engel oldu. Orta alandan geçiş olmadığını anlayan PSG, topları kanatlara taşıyarak ve defans arkasına attığı toplarla etkili oldu.
Karşılaşma boyunca Luyindama olağanüstü bir performans sergileyerek Di Maria’ya geçiş vermedi. Kongolu stoper var gücüyle savaştı ve Di Maria’nın etkili ataklarını kesti. Brugge deplasmanında Muslera takımını kurtaran isimdi, dün geceki karşılaşmada da kalesinde devleşti ve PSG’ye geçit vermedi. Kolay değil, dünyanın en iyi takımına karşı kalenizi kuruyorsunuz. Muslera hatasız ve harika bir oyun çıkardı.
Falcao’yu yine topla buluşturamadık. Donk’un bir-iki uzun pas denemesinin haricinde Falcao’ya istediği topları atamadık. Yakında Falcao isyan çıkarır. Bu isyanda da yüzde yüz haklı olur yıldız futbolcu. Geçtiğimiz sezonlara baktığımızda Rodrigues-Gomis ikilisi vardı. Rodrigues, Gomis’i besleyerek gol kralı yapmıştı. İşte Galatasaray’a lazım olan kan bu! Rodrigues ya da Onyekuru tarzından hızlı ve seri bir oyuncu. Kadroda bu ayarda futbolcu bulunsa Falcao neler yapar, neler…
Seri mükemmel bir oyun sergileyerek taraftarın gönlünü kazandı. Adaptasyon sürecini dün geceki PSG karşısında atlatmış olmalı yıldız futbolcu. Takımını gerek hücumda gerekse orta alanda harika taşıdı. Belhanda yine hâyâl kırıklığı yaşattı. Dün gece Galatasaray’da Belhanda ve Nagatomo dışında herkes elinden geleni yaptı. ‘Nagatomo’ demişken; Linnes kararının yanlış olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Babel’i konuşmak ve anmak bile istemiyorum…