Bir “Tosbik” 80 bin kişiyi dolandırdı gitti deniliveriyor. Sonra bu çocuk bilmem şu kadar insanı kandırıverdi. Vay bee…
Sonra bizim millet koyun. İşte bizim milleti gelen dolandırıyor giden dolandırıyor. Vs. vs…
Bu, tam olarak imkânsız bir durumdur. Zira milletimizin zekâsı pratiktir ve kolay kolay aldanmaz. Lakin duygusal olarak bunu söyleyemem.
Millet olarak hüzün, acı ve milli-manevi durumlarda çabuk duygulanır ve baş koymaya giden bir alâka duyarız. Para kazanma, ticaret, alışveriş mevzularında da tam tersiyizdir.
Tüccarlar kılı kırk yarar, müşteriler esnaftan pazarlıksız mal almazlar, malın hem ucuzunu hem kalitelisini birlikte almaya yüksek özen gösterirler.
Peki hal böyleyken nasıl oluyor da böyle bir vakıa yaşanabiliyor?
Belki ne ilk oldu ne de son olacak. Bu hakikaten derin bir mevzu ve toplum bilimciler tarafından mutlaka sebepleriyle incelenmeli ve gerekli tedbirler alınmalı.
Bendeniz bu ve benzer vakıaların sebeplerinden birisine değinmek istiyorum bugün bu köşede.
Malum doyumsuz bir çağda yaşıyoruz. Ve sahip oldukça daha fazlası için kendimizi yiyip bitiriyoruz. Kanaat dediğimiz mefhum, kapakları açılmayan kitapların içerisinde kalan antika kelamlardan oldu.
Doymuyoruz. Toplum maalesef ki maalesef, “Haram helal ver Allah’ım, Sen’in kulun yer Allah’ım” uçurumunun dibine doğru yuvarlanmakta.
Birden zengin olmak, lüks arzusuyla dünyevileşmenin zirvesini yaşadığımız bir devirde freni patlamış araba gibi bir yere çarpmadan durmanın mümkün gözükmediği bir zamanı yaşıyoruz.
Daha fazla kazanmak, daha kolay kazanmak, kazandıkça kazanmak…
Olmuyor işte. Emek vermeden, ter dökmeden, çalışmadan olmuyor.
Olmaz da. Olmayacak da…
Çünkü bu durum faydalı kazancın fıtratına aykırıdır. Daha fazla para kazanma hırsı doğruyu, dürüstü, iyiyi görmede gözümüzün önüne perde oluyor.
Erol Erdoğan Abi bir paylaşımda bulunmuş yeri geldi şöyleydi: ” Bu güne kadar dolandırılmayanlara ödül verilecek’ deyip geri kalanları listeye ekleyebilirler.”
Aslında bizi kandıran bir Tosbik değil tam anlamıyla kocaman bir obez olan nefsimiz. Doymak bilmeyen, ne verirsek yutan, istedikçe isteyen nefsimiz…
Artık bu azgın obeze kanaat meyvesinden yedirerek biraz zayıflamasını sağlamalıyız. Bu işin önemli bir tarafını böylelikle bertaraf etmiş oluruz zannederim…
Bilvesile dahil olduğumuz Mübarek 3 Aylarımızı tebrik ederim. Arınmaya, nefsi mertebe katedip kanaatimizi geliştirmeye vesile olması niyazıyla…