Bu davanın mensupları on yıllardır bugünlerin hayaliyle hayata tutundu. Batılın taşeronları zulüm zulüm üzerimize gelirken, bizi en doğal haklarımızdan mahrum bırakırken, Anadolu’dan İslam’ın esamesini silmeye çalışırken, bu topraklardan ecdadın izlerini yok etmeye çalışırken, biz “bir gün mutlaka” diyerek bugünlerin hayalini kurduk…
Toplantılarımızın iki vazgeçilmezi vardı; birisi Sakarya şiiri diğeri ise Fetih Marşı…
Hatırlayalım:
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek.
Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek.
Dağlardan çektirilen kalyonlar çekilecek.
Elde sensin dilde sen gönüldesin baştasın.
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.
Delikanlım işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin; Millet yürüyecek arkandan.
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan.
Elde sensin dilde sen gönüldesin baştasın.
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.
Bu kitaplar Fatih’tir; Selim’dir Süleyman’dır
Şu mihrap Sinanüddin şu minare Sinan’dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.
Elde sensin dilde sen gönüldesin baştasın.
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın…
Evet rahmetli Erbakan Hoca, bu marş eşliğinde girerdi salonlara; evet, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu marş eşliğinde salonları inletip bugünlerin provasını yapardı.
Evet gözlerimiz yollarda bir Fatih bekliyorduk, herkes bize gülse de o dönem, o en karanlık gecenin bir sabahının olduğuna inanmıştık inadına. Bir çiçekle baharın gelmeyeceğini biliyorduk; ama bütün baharların bir çiçekle başlayacağına inanmıştık.
İnanmıştık haçlıların emellerine hizmet için, uyuşturulmuş ve aldatılmış bir milletin uyanıp yeniden Haçlı’nın karşısına dikileceğine…
Düşen sadece Afrin de değil…
Düşen onuncu Haçlı seferidir!
“Yelkenler dikilecek, yelkenler biçilecek” diye on yıllardır bağıra bağıra haber vermiştik başına gelecekleri…
Boşuna şaşırıyorsun ey Batı!..