Mesele şu, 17 Nisan’da nasıl bir Türkiye’ye uyanmak istiyoruz.
Karşı devrimcilerin sandığa kurşun sıkar gibi doldurdukları ‘HAYIR’ların hakim olduğu bir Türkiye mi?
Değilse memleketin istikbali için, her biri bir muska, bir nazarlık kıymetinde ‘EVET’lerin yüzleri güldürdüğü, ümitleri yeşerttiği bir Türkiye’ye mi?
Evet, safları sıklaştıralım.
Çünkü ‘HAYIR’cılar oylarını düşünmeden verecekler. Şimdiden top atsan yıkılmaz, kemikleşmiş ve keskinleşmiş bir hayır cephesi var.
Bu bir kısım anketlere göre yüzde 45, bir başkasına göre ise 39.4.
‘HAYIR’cılar, Gezi Parkı eylemleriyle, 15 Temmuz darbe girişimiyle başaramadıklarının, terör ile ekonomik tehditlerle, iç ve dış kuşatmalarla elde edemediklerinin rövanşı için sandığa gidecekler.
“Tek adam rejimine hayır! Parti devletine hayır! Meclisin tasfiyesine hayır! Sorumsuz yönetime hayır! Teslim alınmış yargıya hayır! Ekonomik krize hayır! Teröre hayır! Ortak değerlerin tahribine hayır! Bölünmeye hayır! Seçilmiş krallığa hayır!” gibi yalanlarlar, içi boş, birbirinin tekrarı sloganlarla ‘HAYIR’ cephesini tahkim etmeye çalışıyorlar.
İtiraf edelim ki, bu kadar zayıf, tutarsız tekerlemelerle başarılamayacak bir şeyi başarıyor ve cephelerini zinde tutabiliyorlar.
Bu masallarla bir oyumuzu, bir oyumuzu değil, bir insanımızı aldatmalarına müsaade etmemek için safları sıklaştıralım, cephemizi sağlam tutalım!
Cepheleri muhkemleştirelim!
Şimdiye kadar karşı taraftan, soldan, ‘HAYIR’cı cepheden bir tane ‘EVET’ oyu vereceğim açıklaması gelmedi.
Fakat bizim cepheden, ‘HAYIR’ oyu vereceğini açıklayan kişiler, gruplar var.
Ya meselenin vahametini anlayamamışlar ya da düpedüz ihanet içindeler.
Bu ‘HAYIR’ların neye mal olacaklarını düşünemiyorlar mı?
Bu ‘HAYIR’ların Türkiye’yi Müslümanlar açısından kaç yıl geriye götüreceğini hesaplamıyor mu?
Sadece Türkiye’yi değil bütün dünya Müslümanlarını, AK Parti iktidarının yoğun gayretleriyle açlıktan ölümlerin sona erdiği Afrika’yı hiç mi gözlerinin önüne getirmiyorlar?
Bu ‘HAYIR’ların geriye dönüşünün olamayacağını aklı başında bir insanın oturup bunlara anlatması gerekiyor.
Bu oylamanın demokratik yollarla gerçekleştirilecek bir sistem değişimi olduğunu ‘devrimci’ Müslümanların farkına varamaması çok tuhaf ve çok şaşırtıcı.
Başörtüsüne ‘kamusal alan’ yasağının kaldırılmış olmasından sonuna kadar faydalananların ‘HAYIR’cı cephede birleşebileceklerine inanmak istemiyorum.
Sanıyorum, önümüzdeki günlerde HAYIR’cı bütün cemaat, grup ve oluşumların gerçeğin farkına vararak EVET cephesinin müstahkem mevkiini güçlendirmek için hayırlı bir karar alırlar.
Yoksa 15 yılda kazandığımız bütün cephelerden bizi bir günde silip atacaklar.
Göreceksiniz ne kadar da kolay olacak.
15 yılda dişlerimizle tutuna tutuna geldiğimiz bu noktadan nasılda kolayca düşürüleceğimizi aklınız almayacak.
Memleket hızlı bir şekilde istikrarsızlığa doğru gidecek.
Ve son pişmanlık fayda etmeyecek…