Canlı bomba olmak
Bir an canlı bomba olduğunuzu düşünün. İnfilak edeceğiniz yere doğru ilerliyorsunuz. Birkaç dakika sonra patlayacak ve parçalara ayrılacaksınız. Yine de vazgeçmiyor ve görevi tamamlamaya çalışıyorsunuz. İnsan şaşırmıyor değil, nasıl olabiliyor, diye? Bir insan kendinden bu denli nasıl vazgeçebiliyor? Bu noktada empati yapabilme durumu yetersiz kalıyor.
Nasıl Seçiliyor
Canlı bombaların sosyal çevreleri araştırıldığında genel olarak “çok fark edilmeyen – silik tipler” gibi bir durum ortaya çıkıyor. Toplumda bir türlü barınamayan topluma kendini ifade edemeyen ve toplumsal normlara göre hareket edemeyen bu kişiler, “canı pahasına da olsa” rahatlıkla bu işi üstlenip hareket edebiliyor. Ayrıca yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki; tercihen yoksul çocuklar, yetim ve kimsesiz çocuklar ve çok çocuklu ailelerin çocukları canlı bomba olarak seçiliyor.
Etkenleri
Toplumda bir şekilde kendisine yer edinemeyen bu kişiler, barınamadığı topluma iz bırakabilmek amacıyla çok rahat böyle bir işe kalkışabiliyor. Canlı bomba, sanat yaptığını, kendinden vazgeçmesine rağmen yıllarca bu durumun ve kendi isminin konuşulacağını düşünerek, kendini “ölümden ziyade” ölümsüzleştirdiğini düşünüyor. İçten içe toplumda yer edinemeyen canlı bomba, inandığı dava uğruna kendisini feda ederek biranda kendisinin “kahramanlık” boyutuna atladığını da hissediyor. Artı yetişip büyüdüğü ve aidiyet hissedemediği – barınamadığı topluma duyduğu öfke ve intikam duygusu, bu canlı bomba görevini kabul etmesinde etken oluyor.
Canlı Bomba Algısı
İnsanlar nezdinde şehitlik algısı ulaşılmak istenen bir mertebe olduğundan canlı bombaya karşı “şehit olacaksın” düşüncesi derin kazındığı takdirde infilaka yönelik hareketler sergiler ve bu konuda gücenmez. Zira hayatı boyunca bir işe yaramamış, kendini – başta annesi babası olmak üzere – kimseye ifade edememiş biri olarak, bu mertebeye ulaşabilecek olma düşüncesi, bir hayli motive edici bir unsur olarak ortaya çıkıverir.
Artı olarak, erken yaşlarda “yetiştirilmek üzere” alınan canlı bombalara, belli takım telkinlerle tanrısal düşünceler yerleştirilmektedir. Örneğin: “Mükemmelsin sen, mükemmel olmayan bir şey sana yakışmaz.” Gibi. Bu bağlamda mükemmeliyetçi bir algıda yetişen canlı bomba, mükemmel olmayan bir toplumun yaşama hakkı yoktur, tarzı düşünceyle saldırı gerçekleştirmesi – canlı bombanın gözünden – normaldir. Ayrıca kendini tanrılaştıran canlı bomba algısı, insanların canını almaktan doğal olarak çekinmez. Ortada zarar veren kişiler yahut düşmanlar varsa ortadan kalkmalı, düşüncesi otomatikman infilakı tetiklemektedir.
Öneri
Kısaca… Canlı bomba tercihinde bulunan kişilerde “anormal bir durum” görülmemektedir. Anlaşıldığı üzere “Canlı Bomba İçimizde” dir. Bundan dolayı başta kendi aileniz olmak üzere, lütfen çocuklarınızı yetiştirirken onların “kâle alınacak bir değer” olduklarını unutmayınız. Çocuklara size ve etrafına duygularını, düşüncelerini ifade etmesine destek verilmelidir. Hatta çocuklarınızdan ziyade aynı şekilde etrafınızda ailevi ve çevresel dertleri olan bireylere de aynı şekilde sahiplenici ve destekleyici tavırlar sergilememiz gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki birlik ve beraberliğimiz “birbirlerine sahip çıkan bireyler” ile korunacaktır.