Dün, Çanakkale Savaşları’nın 102. yıl dönümüydü. Bu satırlarımla kahraman şehitlerimizi bir kez daha saygı ve sevgi ile anmak, aziz hatıralarını yâd etmek istiyorum. Onlar ve daha niceleri, vakti zamanında nice bedeller ödedi ki, biz bugün bu topraklarda hür, bağımsız ve özgür yaşıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun inşallah.

Çanakkale’de sadece savaş yoktu; insanlık da vardı. Mehmetçiklerimiz Çanakkale cephelerinde bir yandan kanlarıyla, canlarıyla ellerinde kalan son toprak parçalarını savunurken, bir yandan da tüm dünyaya insanlık dersi vermeyi ihmal etmemişti. O kadar çok kıssa var ki yaşanan Çanakkale’de. Hemen hepsi de dostluğa, insani duygulara, vefaya, dirilişe, direnişe, samimiyete, ihlâsa dayalı… Yani hepsi de Allah’ın fıtratımıza koyduğu erdemler. Çanakkale’de, Galiçya’da, Kut-ül Ammare’de, Sina Çöllerinde, Filistin’de, Mekke’de, Medine’de, Kanal Boyu’nda Osmanlı’ya karşı savaşmış, hayatta kalmayı başarmış İngiliz, Fransız ve Anzak(Avustralya-Yeni Zellanda) askerlerinin hatıralarına bakın, hiç biri de Mehmetçik için kötü söz söylemez. İyi, güzel, insana, erdeme dair ne kadar haslet varsa, dile getirirler. Aslında gerçekten de biz Müslümanlar o değerleriz.

Çanakkale’yi sıkı sıkıya araştırmış, konuyla ilgili dört kitap yazmış bir yazar olarak, ben en ufak bir olumsuzluğa rastlamadım Mehmetçik’e dair.

Çanakkale deyince hep kahramanlık hikâyeleri gelir aklımıza. Çanakkale’yi nasıl düşmana geçirtmediğimizi ballandıra ballandıra anlatır, göğsümüzü gere gere ne kadar kahraman bir millet olduğumuz vurgular, kimi zaman böbürleniriz. Bu hasletlerin hepsi de biz de vardır, doğrudur. Ama kanaatimce aynı zamanda eksiktir de. Çocuklarımıza, gençlerimize milli şuur vermek, geleceğe hazırlamak, kendi inanç değerlerimizle yetiştirmek, yaşananları unutturmamak adına elbette kahramanlıklar da anlatılmalı. Lakin insani boyut asla ve asla ihmal edilmemeli, unutulmamalı, unutturulmamalıdır. Haksızın bile haklı hale getirildiği, propagandaya, reklama dayalı dünya iletişiminde, günümüzde bizi en iyi anlatacak olan, güzel hasletlerimiz, değerlerimiz, erdemlerimizdir.

Malcolm X’in şöyle bir tespiti var. “Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize, zalimleri sevmenize sebep olur.”

Ne kadar da haklı ve gerçekçi bir tespit değil mi?

Ünlü Avustralyalı sanatçı Russel Crowe’u sinemayla az çok ilgilenenler bileceklerdir. Devasa bütçeli, ünlü isimlerin de eşlik ettiği, hatta bizden Cem Yılmaz ile Yılmaz Erdoğan’ın da rol aldığı, “Son Umut” isimli Çanakkale konulu film hem Türkiye’de, hem de Avustralya’da çekildi. Film geçen sene vizyona henüz girmeden o kadar çok gündeme gelmiş, o kadar çok reklam edilmişti ki, daha ilk gününde binlerce izleyici ile buluşmuştu.

Çocuklarımıza, gençlerimize milli şuur vermek, geleceğe hazırlamak, kendi inanç değerlerimizle yetiştirmek, yaşananları unutturmamak adına elbette kahramanlıklar da anlatılmalı…

Devamı internet websitemizde