Hürriyet Gazetesi, günah galerisine salı günü bir yeni manşetini daha ekledi.
Ahmet Kaya için attıkları ‘Vay şerefsiz’ manşeti adice ve alçakçaydı.
İkincisi, üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması yasa teklifine ‘Evet’ diyen milletvekilleri için attıkları ‘411 el kaosa kalktı’ manşeti tam bir şerefsizlik.
Şimdi de Meclis’te görüşülmekte olan ‘Erken yaşta evliliklerle ilgili düzenleme hakkında ‘Meclis’in sınavı, cinsel istismar failleri için af çıkacak mı’ manşetini attılar.
Hürriyet bu manşeti attı ve erken yaşta evliliklerden kaynaklanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen geçici madde komisyona geri çekildi.
Hürriyet’te manşet çok, atar da atar;
Erbakan için, ‘Bırak git!’
Erdoğan için, ‘Muhtar bile olamaz!’
Peki, ey Hükümet, ey AK Parti Hükümeti,
Siz ne diye yasa tasarınızı komisyona geri çekiyorsunuz?
15 yıl boyunca o kadar badireler atlatmışsınız.
O kadar zor zamanlar, zor günler geçirmişsiniz.
Bu millet her seferinde sizin arkanızda durmuş.
En son 15 Temmuz’da yedi düvele meydan okuyarak, sizi, Meclisinizi, memleketi büyük bir felaketten kurtarmış.
Buna rağmen siz büyük bir basiretsizlik ve cesaretsizlik örneği göstererek kanunlaşması beklenilen maddeyi geri çekiyorsunuz.
Yoksa size oy verenler Hürriyet okurları mı?
Ne oldu şimdi?
Heveslendirmiş olduğunuz, ümitlendirdiğiniz üç binden fazla babasız çocuk, kocasız kadın ve anneye ne cevap vereceksiniz?
Hürriyet’in manşetini mi göstereceksiniz?
‘Hürriyetçi ve ulusal medya’ şimdi arkanızdan neler yazacak, neler…
Bakın başladılar bile;
“Bir daha Saray’a sormadan işe kalkışmayın” diye başlık atmış birisi ve devam etmiş:
“Eğer Sümeyye Bayraktar duruma el koymasaydı; hükümet geri adım atar mıydı?
Atmazdı, ama şunu biliyorlar, Sümeyye Bayraktar herhalde babasıyla konuşmadan ve onun onayını almadan böyle bir girişimde bulunmazdı, bulunamazdı.
Erdoğan da bu tepkiyi bizzat aile içinden de gelince daha da farkına varıyor. Kızı üzerinden hükümeti sarsıyor.”
KADEM’in itirazına baktım:
“Tasarının, en önemli çıkmazlarından biri cebir, tehdit ve iradeyi etkileyen hususların tespitinin son derece zor olduğudur. Kaldı ki cebir ve tehdit olmasa bile küçük yaşta bir kız çocuğunun ‘kendi iradesi’ nasıl tespit edilecektir?”
Fakat ortada cebir, tehdit ve iradeyi kısıtlayan bir husus olsa zaten af kapsamına girmeyecek ki!
Yazarını okumadan o manşeti atan Hürriyet Gazetesi’ne Can Ataklı’ya ve KADEM’e Ahmet Hakan cevap versin:
“18 yaşından küçüğün evlendirilmesi kanunen yasak. Fakat bazı kesimler, ‘Dinimize göre 18 yaş diye bir şart yoktur’ diyerek bu yasağı takmıyor.
18 yaşından küçük kızların, bazen yaşıtlarıyla bazen de kendilerinden daha büyük adamlarla evlendirilmesi, işte böyle gerçekleşiyor.
18 yaşından küçük olduğu halde evlenen bir kız, hastanede doğum yaptığında ortada yasalara aykırı bir durum olduğu için hastane yetkilileri durumu polise bildiriyor.
Polis, olaya el koyuyor. Olay mahkemeye intikal ediyor. Mahkeme de ‘18 yaşından küçüğe cinsel istismar suçu işlenmiştir’ diyerek yeni doğum yapan kadının yasal olmayan eşini cezaevine yolluyor.
AK Parti’nin attığı adım, işte bu soruna çare bulmak için atılmış bir adım.”